Mesajı Okuyun
Old 30-07-2006, 15:27   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Ayşen Güler,

Öncelikle teşekkür ederim. Belirttiğiniz gibi şanslı öğrencilerdensiniz. Bizim zamanımızda (M.Ö.) tam karma eğitim sözkonusu idi. Örneğin Sulhi Dönmezer Hocamız o tiz sesiyle "ben öztürkçe möztürkçe anlamam kanunda ne yazıyorsa sınavda onu isterim. Mesela yerine örneğin yazmayın" derken; Hukuk Başlangıcı dersini veren Tarık Özbilgin isimli Hocamız ise kesinlikle öz Türkçe kullanılmasını isterdi. İrade yerine istenç filan gibi. Biz de ona Tarıksal Özbilginsel derdik

Ben de öğrenciyken öz Türkçe'den yanaydım. Ancak daha sonra mesleğe başlayınca yasa, içtihat, kitap dili ve özellikle hakimlerle olan diyalog nedeniyle farkında olmadan Osmanlıca'ya alıştım. Köken itibariyle Trakya'lıyız. Öğrenciyken köye sık giderdim ve bazen uzun süre kalırdım. İzmir'de doğup büyümeme rağmen, dilimin değiştiğini farkederdim. "te be" demeye filan başlardım. Biraz buna benzetiyorum konuyu. Yani iletişim kurduğunuz kişiler, şeyler siz farkında olmasanız da sizi etkilemektedir. Değişmemek için ayak diretirseniz o başka. Ben direnmeye gerek görmedim.

Ben buradaki yazılarımdan da anlaşılacağı üzere, öz Türkçe, Osmanlıca ayırımı yapmadan aklıma o an geldiği gibi yazmaktayım. Bu konu bu Çalışma Grubu'nda da tartışılacak sanırım.

Siz yeni yasaları günümüz Türkçe'siyle öğrenmektesiniz. Uygulamacılar(Hakim, Savcı, Avukat) da yavaş yavaş kanunun diline döneceklerdir sanırım. Geçen günlerde Ağır Ceza Reisi "Yaz kızım müdahil vekili geldi...Dur! Sil...Katılan vekili geldi...Tövbe tövbe bir de bu çıktı başımıza" diyerek istemeyerek de olsa kanunun diline geçiş yapmaya çalışmıştı.

Alıntı:
Özetle ,ayrı çaba sarfetme zorunluluğum var mı meslek hayatımı düşünerek?


Yargıtay kararlarından nasıl yararlanacaksınız? Ben de1950 öncesi İBK'ları okurken zorlanıyorum. Galiba siz de öyle olacaksınız. Öğrenciyken aldığım Osmanlıca-Türkçe sözlük hala işime yaramaktadır.

Saygılarımla