Mesajı Okuyun
Old 23-07-2008, 23:51   #2
DeryaK

 
Mesaj

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E:2005/950
K:2005/4209
T:01.03.2005

Şikayetçi borçlu vekili alacaklı tarafından haklarında başlatılan ilama dayalı takipte, alacağın tamamını temlikname ile devreden alacaklının ilama müstenit olarak bir hak ve alacağı kalmadığından temliknameden sonra yapılan takibin ve çıkartılan muhtıranın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Alacağın temliki Borçlar Kanununun 162-172.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacağın temliki ile alacak hakkı bunu devralan 3. kişiye geçer. Böylece devralan daha once temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde ""tasarruf etme"" yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından ( kalmadığından ) bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü ( dava açma, takip yapma, temlik etme... gibi ) hukuki işlemler bu 3. kişi tarafından yapılır.

Bir dava açıldıktan sonra ( dava devam ederken ), dava konusu olan mal ve hakkın ( müddeabihin ) bir başkasına ( üçüncü ) kişiye devredilmesi ( temlik edilmesi ) mümkündür. Bu husus HUMK'nın 186. maddesinde düzenlenmiştir.

Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/663 esas, 2002/997 karar sayılı kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin ilamda yazılı alacağın ilam alacaklısı tarafından 28.04.2004 tarihinde takip konusu yapıldığı, oysa ki bu alacağın tüm fer'ileri ile birlikte takipten önce alacaklılar tarafından Noterde düzenlenen 20.08.2003 ve 30.10.2003 tarihli iki ayrı temlikname ile 3. şahıs O.U.'ya temlik edildiği anlaşılmaktadır.

SONUÇ :
Yukarıda açıklandığı üzere, takipten önce alacağını temlik eden kimsenin alacak üzerinde bir tasarruf yetkisi kalmayacağından, bu alacağını takip konusu yapamaz. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan şikayet süreye tabi değildir. Mahkemece şikayetin kabulü ile açılan takipte alacaklının ( alacaklı ) sıfatı bulunmadığından aktif husumet sebebi ile re'sen ""takibin iptaline"" karar vermek gerekirken, ""başvurunun süreye tabi olduğundan şikayetin reddine"" karar verilmesi isabetsizdir.
....(BOZULMASINA),01.03.2005 günü oybirliğiyle karar verildi.