Mesajı Okuyun
Old 10-03-2008, 14:10   #9
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Açık bono olarak protesto edilen bono

Sn. TRINITY Burada sorun daha farklı;

Siz ağırlıklı olarak senedin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği üzerinde duruyorsunuz. Benim anladığım soru ise "unsurları eksik olan bir bunonun protestodan sonra unsurlarının tamamlanmasına ilişkin.

Bildiğiniz üzere eksik poiçe ve boş poliçe şeklinde bir ayırım vardır. Eksik poliçe bilerek unsurları tamamlanmadan verilen poıliçedir. Bunun unsurlarının sonradan tamamlanması anlaşmaya aykırılık olduğu için geçersizdir. Boş poliçe ise muhataba sonradan unsurlarını tamamlama yetkisi verilerek düzenlenen poliçedir. Burada tamamlama yetkisi verildiği için hukuka aykırılık yoktur.

Eksik unsurların anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. Buraya kadar bir anlaşmazlık yok. Eksik unsurların ne zaman tamamlanabileceği ise ayrı bir sorundur.

Ben eksik unsurların senet tedavüle çıkmadan önce tamamlanması gerektiğini söyledim. Buradaki düşüncemin temelini en başta ancak kambiyo senedi niteliğine sahip bir senedin ciro yolu ile el değiştirebileceği düşüncesi yatmnaktadır. Yan hukuki olarak senet kambiyo senedi niteliğinde değilse ciroya ilişkin hükümlere göre değil alacağın temliki hükümlerine göre el değiştirebilir. Bu da cirodan (tedavülden) önce senedin unsurlarının tamam olmasını gerektirir.

Burada açık senedin yetki ile beraber devredilebileceği ileri sürülebilirse de bu tartışma dışı.

Tedavülün son aşaması protestodur. Protestodan sonra ciro (temlik cirosu) yapılamaz. Senet el değiştiremez.

Olayımıza dönersek;
Alacaklı tarafından yapılmış bir protesto vardır. Bu protesto ile senedin eksikler içerdiği saptanmıştır. Bence bu saptama resmi memur tarafından alacaklının da katılımı ile yapılmış bir saptama olup yazılı belge niteliğindedir. Sorun Eksik unsurların protestodan sonra doldurulup doldurulamayacağı noktasında düğümlenmektedir. Benim özetlediğim genel bakış açımla bu konuya yanıtım hayırdır.

Verdiğiniz kararda da 12. Hukuk dairesinin şöyle bir ifadesi var. "Bu tarihin noterce düzenlenmiş protesto evrakına yazılmamış olması gerçekte ve tedavüle çıkarılırken mevcut olmadığını göstermez."

Bu ifadeden Yargıtay'ın da eksik unsurların tedavüle çıkmadan önce tamamlanmış olması gerekitiğini kabul ettiği anlaşılmaktadır.

Bu nedenle protestodan sonra tanzim tarihi atılabileceği gibi bir sonuç bana ters geliyor. Burada karşımıza şöyle bir tartışma çıkar. Senetteki unsurlar tamam mı idi, sonradan mı tamamlandı. Ben protesto belgesi nedeni ile artık gerçekte tamam olduğunu kanıtlamanın alacaklıya düşeceğini düşünüyorum. Çünkü ortada yazılı bir noter belgesi vardır.