Mesajı Okuyun
Old 10-02-2024, 08:51   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

"...Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. (önceki Medeni Kanunun 935.) maddesinden almaktadır....

1.Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, kural olarak, tapu maliki ile mirasçıları açabilir.

2.Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilecektir.

3.Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti olduğu kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, Tapu Sicil müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.

Bu cümleden olarak, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlarda istenmeli; taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı; istem konusunda tanık dinlenmeli; tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.

Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmesi gerekir." (YARGITAY HGK 15.07.2009 T.2009/279 E.2009/354 K.)