Mesajı Okuyun
Old 06-04-2009, 23:37   #2
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Burada öncelikle müvekkilinizin ciranta olması göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılması gerekir. Çünkü iptal kararı verilen hallerde hamilin başvuracağı kişiler senedin niteliğine göre değişmektedir. Şayet elinizdeki bir BONO ya da POLİÇE ise TTK m.676/II gereğince müracaat borçlularına başvurma hakkını kaybetmiş olursunuz ve sadece haklarınızı asıl borçluya karşı ileri sürebilirsiniz. Elinizdeki bir ÇEK ise durum değişmektedir. Çünkü TTK m.730’da TTK m.676’ya atıf yapılmamıştır (Aslında bu husus tartışmalıdır). Bu durumda genel hükümlere gidilecek ve TTK m.564/I gereğince hak senetsiz olarak ileri sürülebilecek ya da yeni bir senet düzenlenecektir. Somut olayda da çek söz konusu olduğu için değerlendirmeler bu çerçevede yapılmalıdır. Burada iptal kararını alan hamilin hakkını senetsiz olarak ileri sürerek, aralarındaki ilişkiye göre keşideciye ya da kendi cirantasına başvurması muhtemeldir. Bu durumda siz arada kaldığınızdan ciranta olarak size başvuramaması gerekir.

Ancak olayda anladığım kadarıyla size ve keşideciye karşı icra takibi yapılmış. Bu durumda takibi yapan senet hamiline çekte ödeme yasağı olması nedeniyle ödeme yapılmaması gerekir. Aksi halde yapılan ödeme TTK m.558/II’ye göre ağır kusurlu bir ödeme olacağından geçersiz olacaktır. Nitekim icra müdürlüğünün bu hususu resen incelemesi ve takibin iptal edilmesi gerekir. Bu durumda çeki elinde bulunduran hamilin çeki ilgili ticaret mahkemesine götürmesi, mahkemenin de iptal davasını açan davacıya senedi getirene karşı istirdat davası açması için uygun bir mühlet vermesi gerekir. Bunun üzerine istirdat davası açılırsa taraflar hak sahipliklerini burada ispat edebilirler ve sonuçta gerçek hak sahibi belirlenir. Aslında işlemesi gereken prosedür budur ancak maalesef ki kıymetli evrakın ziyaı durumunda açılan iptal davalarında bu prosedür düzgün bir şekilde yürütülmemektedir. Bunun sonucunda da İşin içinden çıkılmaz bir duruma gelinilmektedir.

Diğer yandan iptal kararını alan hamile de ödeme yapılmaması gerekir. Çünkü ortada hak sahibi olduğunu iddia eden iki taraf bulunmaktadır ve esasında hangisinin gerçek hak sahibi olduğu belli değildir. Bir tarafta elinde iptal kararını alan kişi bulunmaktadır ancak bu iptal kararının maddi hukuka herhangi bir etkisi olmadığından iptal kararı alan kişinin kesinlikle alacaklı olduğu söylenemez. Diğer yanda elinde senedi bulunduran hamil bulunmaktadır ki iptal kararı ile artık çekin teşhis fonksiyonu kalmadığından onun da kötüniyetli olup olmadığı belli değildir. Bu durumda borçlu bakımından yapılacak en doğru hareket çek bedelini tevdi etmektir. Bu hususta TTK m.624’e TTK 730 tarafından atıf yapılmadığı için çekler açısından BK m.91’e göre tevdi işlemi gerçekleştirilebilir.

Umarım yardımcı olabilmişimdir. İYİ ÇALIŞMALAR!