Mesajı Okuyun
Old 02-02-2008, 16:11   #6
avukatcivanım

 
Varsayılan

Acaba müvekkili salt işçi konumuna koyamaz mıyız. Çalışmış ama parasını alamamış. Acaba böyle bir yola baş vurulursa iş mahkemesine gidilebilir miyiz. Yoksa 3 aylık bir çalışma karşılığı ücret alacakları iş mahkemesinin görev alanına girmez mi?
Alıntı:
Yazan av.murat kalkan
Sayın avukatcivanım, alttaki karardan da açıkça anlaşılacağı üzere; sizin C ye direkt açacağınız davada, Eğer C aranızda sözleşme olmadığını iddia eder ve tanık dinletmenize muvafakat etmezse akdi ilişkiyi ancak yeminle ispatlayabiliyorsunuz

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5307
K. 2005/2018
T. 5.4.2005
• ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK TALEBİ ( Davalının Akdi İnkar Etmesi ve Tanık Dinlenmesine Muvafakat Etmemesi - Senetle İspat Kuralı )
• TANIK DİNLENMESİNE MUVAFAKAT EDİLMEMESİ ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Davasında Yazılı Akit Bulunmaması - Tanık Dinlenememesi/Kesin Delillerle İspat Şartı )
• SENETLE İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Yazılı Olmayan Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak Davasında Davalının Tanık Dinlenmesine Muvafakat Etmemesi - Mahkemece Kesin Delille İspat Edilemeyen Davanın Reddi Gereği )
• YAZILI OLMAYAN ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK DAVASI ( Davalının Tanık Dinlenmesine Muvafakat Etmemesi - Mahkemece Kesin Delille İspat Edilemeyen Davanın Reddi Gereği )
818/m.364
1086/m.288,289
ÖZET : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Medeni Usul Hukuku'muzda miktarı belli bir meblağı aşan ( 14.7.2004'ten önce 40 milyon TL, bu tarihten sonra ise 400 milyon TL )hukuki işlemlerin kural olarak senetle ( kesin delille )ispatlanması gerekmektedir. Kesin delille ispatı gereken bir hususun takdiri delille ispatı, karşı tarafın açık muvafakatı olmadıkça mümkün değildir(HUMK.md.289 ). Somut olayda davacının iddiasını ispatlayacak güçte davalının imzasını taşıyan bir belge ya da sözleşme sunamadığı, davaya ilişkin bir ikrarın veya kesin hükmün de bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalı vekili ise verdiği dilekçe ile davacının tanık dinletmesine muvafakat etmediklerini bildirmiştir. Buna göre, davacının davasını ispat için elinde bulunan tek imkan -dava dilekçesinde her türlü yasal delile dayanmış olmasına göre- yemin delilidir. Hal böyle iken mahkemenin davacıya yemin teklif hakkını hatırlatarak sonucuna göre karar vermesi gerekirken, davanın ispat edilememiş olmasını nazara almadan kısmen kabulüne karar vermesi yerinde olmamıştır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı şirket vekili, davalı şirket yetkililerinin Mayıs 2001 başlarında 1 adet alüminyum bron pervanenin kırık olan iki kanadının kaynak işlerinin yapımı için müvekkili şirkete başvurduğunu, tarafların şifahi olarak anlaştığını, kırık pervane kanatlarının tamirinin yapılarak pervanenin gemiye takıldığını, buna rağmen davalı şirketin iş bedelini ödemediğini, keşide edilen faturayı almadığını, noter vasıtasıyla gönderilen ihtarnameye verdiği cevapta ise iş ilişkisini reddettiğini ileri sürerek, 2.761.200.000 TL alacağın 24.9.2001 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise ilk duruşmaya gelerek davanın reddini talep etmiş; daha sonra vekilinin verdiği dilekçede ise sözleşmenin yazılı delille ispat edilebileceği, tanık dinlenmesine muvafakat edilmediği, diğer delillerin de dinlenemeyeceği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur. Mahkemece, dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna dayanılmış, Türk Loydu'ndan gelen cevaba göre 2001 Mayıs ayında dava konusu işin yapılmadığı bildirilmişse de davacının anılan işi yaptığına kanaat getirildiği açıklanmış, davanın kısmen kabulü ile 2.000.000.000 TL alacağın dava tarihi olan 5.4.2002'den itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Medeni Usul Hukuku'muzda miktarı belli bir meblağı aşan ( 14.7.2004'ten önce 40 milyon TL, bu tarihten sonra ise 400 milyon TL )hukuki işlemlerin kural olarak senetle ( kesin delille )ispatlanması gerekmektedir(HUMK.md.288 vd. ). Kesin deliller; ikrar ( md.236 ), kesin hüküm ( md.237 ), senet(md.286 vd. )ve yemin(md.377 vd. )delillerden ibarettir. Kesin delille ispatı gereken bir hususun takdiri delille ispatı, karşı tarafın açık muvafakatı olmadıkça mümkün değildir(HUMK.md.289 ). Somut olayda davacının iddiasını ispatlayacak güçte davalının imzasını taşıyan bir belge ya da sözleşme sunamadığı, davaya ilişkin bir ikrarın veya kesin hükmün de bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalı vekili ise verdiği dilekçe ile davacının tanık dinletmesine muvafakat etmediklerini bildirmiştir. Buna göre, davacının davasını ispat için elinde bulunan tek imkan -dava dilekçesinde her türlü yasal delile dayanmış olmasına göre- yemin delilidir. Hal böyle iken mahkemenin davanın ispat edilememiş olmasını nazara almadan davanın kısmen kabulüne karar vermesi yerinde olmamıştır. Burada yapılması gereken iş, davacıya yemin teklif etme hakkını hatırlatıp, bunun sonucuna göre karar vermektir. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararı yerinde görülmemiş, bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 5.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Saygılarımla,