Mesajı Okuyun
Old 12-11-2008, 17:01   #54
av.sally

 
Varsayılan

Güldünya Töre, kardeşleri tarafından 2004 yılında öldürüldü…

Şemse Allak, aile tarafından 2002 yılında taşlanarak öldürüldü…

Sevgi Aguş, kocası tarafından 'cilveli konuştu' diye 15 yerinden bıçaklanarak öldürüldü…

Sevim Zarif, 2007 yılında, ayrıldığı kocası tarafından sokakta kurşunlanarak öldürüldü…

Pippa Bacca, 2008 yılında dünya barışı için gelinlikle çıktığı yolculukta Gebze yakınlarında tecavüz edildikten sonra boğularak öldürüldü.

Ayşe Yılbaş, 2008 yılında, boşanmaya çalıştığı kocası tarafından 12 kurşunla öldürüldü …

Kadınlara neler oluyor?

2008 tarihli "Kadına Yönelik Şiddet Araştırması Raporu"na göre Türkiye'de her 3 kadından biri şiddete maruz kalıyor. Her 10 kadından 9'u başka bir şehre/köye, 7'si ailesini ziyarete/alışverişe, 6'sı arkadaş ziyaretine eşinin iznini almadan gidemiyor. Kadınların attıkları her adım erkeklerin iznine tabi …

Emniyet Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı'nın hazırladığı 2006 yılı faaliyet raporunda
72.643 kadının şiddet içerikli suçlardan mağdur olduğu tespit ediliyor. Bu kadınlardan 842'si öldürüldü, yaralanan kadın sayısı 9317, darp edilen kadın sayısı 22.884; 5972 kadın kaçırıldı, 9675 kadın tehdite maruz kaldı. Aile içi şiddet gören kadın sayısı 14.989. 1113 kadın tecavüze uğradı. 2006 yılında 466 kadın intihar etti, intihar girişiminde bulunan kadınların sayısı ise 5852… Ve kayıtlara geçmeyen kadınlar … Kadına yönelik şiddet en yakınından geliyor; eş, sevgili, baba, kardeş…

Kadın cinayetleri birer adi suç değildir, taraflar arasındaki ilişkinin sonucu olarak değerlendirilemez: Kadın cinayetleri politiktir.

Ataerkil sistem içinde kadınlar fiziksel, ekonomik, duygusal, sözel ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Bu şiddet, sadece bir kimsenin, diğer bir kimseye uyguladığı şiddet değil, ezenin ezilene uyguladığı sistematik ve politik bir şiddettir. Bu yüzden de buna karşı politik bir mücadele yürütülmelidir.

"Kadının kocası ile cinsel ilişkiye girmek istememesini öldürülmesi için tahrik sayan", "Rus kadınların Türkiye'ye hangi amaçla geldikleri bellidir." diyerek karar oluşturan ve Rus kadına tecavüz edeni cezalandırmayan, dar pantolon giyen kadının öldürülmesinde haksız tahrik indirimi uygulayarak kadına yönelik şiddeti hoşgören hukuk sistemi içinde; bütün tahakküm biçimlerine karşı çıkan muhalif hukukçuların kadına yönelik şiddete ilişkin davalara da politik bir dava olarak yaklaşması, söz söyleme ve duruş sergileme biçimlerini belirlemeleri gerekmektedir. Aksi durum, iddia edilen muhalifliğin erkek egemen zihniyetini hepimize gösterecektir.

Kadın cinayetlerinin politik olduğuna ve buna karşı politik mücadele yürütülmesi gerektiğine inanan, öncelikle kadınların yaşam hakkını savunan kadın avukatlar olarak İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Ayşe Yılbaş davasını takip edeceğimizi, tüm kadın avukatları bu mücadelede yanımızda görmek istediğimizi duyuruyoruz.



Çağdaş Avukatlar Grubu