Kadın üzerinden yürütülen namus ve ahlak anlayışı, öncelikle kadınlar tarafından alt edilebilir. Kadın, önce insan sonra kadın olduğunun bilincine erecek, erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu tam manasıyla idrak edecek. Kadın üzerinden namus, ahlak, iffet kavramlarını fazlaca dillendirenlerin ahlakın, ' hırsızlık yapma , yalan söyleme, samimi ol, sözünde dur, şiddet uygulama, nazik ol, insanlara saygılı ve iyi davran, güçsüzü ezme, ' şeklinde sade olarak ilk aklıma gelen gereklerini görmezden geldikleri ve samimi olmadıkları hakkında genel bir kabulüm var. Bu bir iki yüzlülük ve birçok kadın hemcinsim kendisini sınırlayan, nasıl davranması, nasıl giyinmesi, nasıl konuşması, özetle nasıl yaşaması gerektiğini öğretmeye çalışan bakış açısının bu riyakarlığını anlamıyor, anlamak istemiyor. Yetişkin, medeni haklarını kullanmaya ehil, yasalar ve devlet karşısında erkekle eşit olan kadına neden nasıl yaşaması gerektiği, sınırları birileri tarafından öğretilsin ki. Belki kadın davranışsal olarak daha dayatmacı olmalı. Yani ' ben giydim, ben aldım, ben karar verdim, ben gittim, ben yaşadım' şeklinde yaşamalı, sorumluluk almalı, hesap vermemelidir. Toplumsal baskı da varsa şayet bu baskıyı etkisizleştirecek tek güç kadının kendisidir.