Mesajı Okuyun
Old 07-02-2008, 11:18   #2
Gaspıralı

 
Varsayılan

Bazı hususları açıklarsanız belki yardımcı olabilirim.

Taşınmaza ilişkin kayıt, tapu kaydı mı yoksa tasdiksiz yoklama kaydı mı?

Eğer tapu kaydı ise (zabıt defteri kaydı ise) işiniz daha kolaylaşır diye düşünüyorum.

Birinci sorunuza ilişkin olarak eğer kayıt tasdiksiz yoklama kaydı ise Mecellenin, tapu kaydı ise 743 sayılı Kanunun uygulanacağını düşünüyorum.

Eğer taksidksiz yoklama kaydı ise 810 ve 1515 sayılı Kanunların da dikkate alınması gerekir. 16.4.1926 tarih ve 810 nolu Kanun Medeni Kanun yürürlüğe girmeden çıkarılan “Hakkı Karar ve Senetsiz Tasarrufat ve Tashihi Kayıt Muamelatının Sureti İcrasına Dair Kanun” ile tapuda kayıtlı olmayan veya tapuda kayıtlı olmakla beraber kayıt malikinden başkası tarafından kullanılan gayrimenkullerin idari yoldan zilyetleri adına tesciline olanak sağlanmıştır.
Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden kısa bir süre önce MK. 639 un amaçları doğrultusunda ayrı bir yasa çıkarılmış olması Medeni Kanun’da 810 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırıldığına ilişkin açık bir maddenin yer almaması duraksama yaratmıştır. Duraksamanın giderilmesi için TBMM den tefsir kararı alınmıştır.
11 Mayıs 1929 gün 501 sayılı tefsir kararında Medeni Kanunun yürürlüğe girmesi ile 810 sayılı kanunun yürürlükten kalktığı belirtildikten sonra Arazi kanununun yürürlükte olduğu zamanda hakkı karar yolu ile tapuya tescil talebinde bulunabileceklerin senetsiz olarak kullandıkları yerlerin mahkeme kararı olmaksızın şartları oluşan zilyetleri adına tesciline imkan sağlanmıştır.

1515 sayılı Kanun

2.6.1929 tarih ve 1515 sayılı Kanun
Medeni Kanun kabul edilip kayıt dışı eldeğiştiren taşınmaz malların zilyetleri adına tesciline imkan sağlanmıştır. Ayrıca bu konuda 810 sayılı Kanun ile 501 TBMM. Tefsir kararı olmasına rağmen sorun çözülemediği için 2.6.1929 gün 1515 Sayılı Kanunla yargı kararına ihtiyaç olmadan idari yoldan hatta zilyetin talebine bile gerek duyulmadan tapulu taşınmaz malların kayıt dışı iktisap eden zilyetleri adına tesciline imkan sağlanmıştır.
1515 Sayılı Kanuna göre gayri resmi surette başkanın mülkiyetine geçen gayrimenkulun zilyeti adına tescil edilebilmesi için
- Bina, bağ veya bahçenin Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden 15 yıl öncesinden beri haricen satın alınan kişinin malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyetliğinde olması.
- Arazinin de aynı koşullar altında Medeni Kanunun yürürlüğünden 10 yıl öncesinden beri harici satınalan kişiyi zilyetliğinde olması gerekir.
Kanun talepleri incelemek üzere il ve ilçelerde idari memurlardan oluşan komisyonlar kurulmasını öngörmüş komisyonların kararıyla yapılan intikallere karşı dava açmak üzere ilgililere üç yıllık hak düşürücü süre vermiştir.
Beş maddeden oluşan 1515 sayılı Kanun’un 1 nci maddesinde tapuda kayıtlı olduğu halde gayriresmi surette başkasının mülkiyetine geçen taşınmaz mallara 2 nci maddesi tapuya mükerrer olarak kayıt edilmiş taşınmaz mallara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Kanunun hiç bir maddesinde tapusuz taşınmaz malların zilyetlik yoluyla mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir.
Ancak Kanunun 3 ncü maddesine göre hazırlanan nizamnamenin 15 nci maddesine 30.6.1932 yılında yapılan bir ek ile sahipleri olduğu halde tapu siciline geçmemiş olan taşınmaz malların tescilinde de nizamnamenin 6 ve 11 nci maddelerinin uygulanması öngörülmüştür. (6 ncı madde kaza ve il tapu komisyonlarının kuruluşunu 11 inci maddesi ise 6 ncı maddedeki komisyonların kararlarına yapılacak itirazların inceleme yöntemini belirtmiştir.)
Bu değişiklikten il ve ilçe tapu komisyonlarının zilyetlik yoluyla mülkiyetin kazanıldığına ilişkin karar verip tapuya tescilini sağlamaya yetkili oldukları sonucuna varılmaktadır.

Eğer kayıt tapu kaydı ise bu takdirde 743 sayılı Medeni Kanunun uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Cünkü tapu kayıutları 743 sayılı Kanunla kurulması öngörülen tapu sicilidir.

2- Kadastro Kanununun 14. maddesine göre tasdiksiz yoklama kayıtlarının anlam ifade edebilmesi için zilyetlikle birleşmesi şarttır. Ancak bu durumda taşınmazın kimin kullandığı önem kazanır. Tasdiksiz yoklama kaydı olmasa bile eğer x taşınmazı kullanıyor ise yine taşınmazı edinebilir.

3- Mahkeme eğer 20 yııllık zilyetlikten dolayı Y adına tescile karar vermişse karar bence yanlıştır. (Kararı görmek lazım tabi) 1949 yılında Y ile c X' e karşı tapu iptali davası açtıklarına göre (nasıl açtılarsa onu da anlamadım ya) taşınmazı zilyetlikle elde edebilmek için gereken "nizasız" şartı gerçekleşmemiş olur.

İyi çalışmalar.