Mesajı Okuyun
Old 08-10-2007, 16:59   #23
EEE

 
Varsayılan

- "Suçluluğu sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz"
- "Ceza sorumluluğu şahsidir."
- "Şüpheden sanık yararlanır."
Sayın Hartavi, gönderdiğiniz YCGK Kararı, yukarıdaki ilkelere açıklık getiren ve "Ankara'da da yargıçlar var" dedirten nefis bir karar.
Kaçak/Usulsüz elektrik kullanımı konusunda, uyulması gereken hususları, bu forumun 17. sırasında "Sayın Admin" tarafından dikkat çekilen adreste açıklamıştım. Bu uyarıya rağmen bazı hukukçuların, yeterince inceleme yapmadan, uzmanlık gerektiren bu konuda birbirlerine yardımcı olma çabalarına devam ettiklerini görüyoruz.
Öncelikle ve tekrar belirtmeliyim ki; Kaçak/Usulsüz elektrik kullanımı teknik bir elektrik+elektronik uzmanlığı konusudur.Bu konuda teknik olarak uyulması gereken kurallar EPDK tarafından belirlenmiştir. Kaçak/Usulsüz kullanım tutanağı ile TEDAŞ tarafından ve yasa gereği savcılığa intikal ettirilen her eylem, öncelikle EPDK tarafından belirlenen kurallar yönünden incelenmeli; kesin delil bulunmayan hiç bir eylem, dava konusu bile yapılmamalıdır.Takdiri delillerle açılan davalar, daha baştan reddedilmelidir. Oysa, uygulamada genel olarak, tutanak düzenleyicilerinin antlı beyanları somut delil olarak kabul edilerek, hemen ceza yasasına göre davalar açılmakta uzun süren yargılama aşamalarından sonra EPDK kararlarına bakılmaktadır. Daha işin başında, tutanak düzenlenmesi sırasında "tanık" olarak bulundurulması gereken uzman bilirkişi, TEDAŞ elemanları tarafından kanıtlar ortadan kaldırıldıktan ve kesilen cezanın abone tarafından ödenmesini takiben, sayaç bağlantılarının nizami hale getirilmesinden sonra görevlendirilmektedir.Boş yere ve uzun süre havanda su dövüldükten sonra davalar sonuçlanmaktadır.Söylemlerimi daha da somutlaştırmak için, Sayın ipekasnuk tarafından gönderilen 18. sıradaki mesaja bakalım:
1-"Müvekkil 20 senedir aynı evde ve elektrik sayacı o tarihten beri kullanılıyor."
-Bu husus, Enerji Verme Yönetmeliği'ne göre sayaç ve ölçü derelerinin nizami olarak mühürlü olduğunun kanıtıdır.
2-TEDAŞ elemanlerı tarafından Kaçak/Usulsüz elektrik kullanım tutanağı düzenlenmiştir.
-Tutanak, altında tanık beyanı var mıdır?
-Tutanak hangi tarihte tutulmuştur?
-Tutanakta sayaç endeksi tespit edilmiş midir?
-Tutanak düzenlenmesini takiben abone elektriği kesilerek sayaç ve ölçü devreleri mühürlenmiş midir?
-Tutanak düzenleyen elemanlar yetkili midir?
-Bu elemanlar şoför mü, sayaç okuma elemanı mı yoksa enerji kesme ve vermeye yetkili Sayaç Teknisyeni mi? Onaylı yetki belgeleri var mı?
3-Tutanakta,"idareye kayıtlı ve mühürsüz sayacın tansiyon vidasını gevşetmek ve sayacın dönmesini engellemek,tansiyon mandalı geçirmiyor" ibaresi var.
-Tutanakta mühür bozma iddiası olmadığına göre, sayaç neden mühürsüzdür?
-20 yıldır kullanılan ve bu dönemde defalarca endeksi okunarak aboneye fatura düzenlenen sayaç mühürünün yokluğu ne zaman farkediımiştir?
-Daha önce,abone elektriği borcundan dolayı kesilmiş midir? Prosedüre göre, enerji bağlanması ve kesilmesini takiben, TEDAŞ tarafından mühürlenmesi gereken sayaç neden mühürsüzdür?
-Tansiyon vidasının gevşekliği nedeniyle, tansiyon mandalının geçirmediği ibaresinden, mandalın yerine takılı olduğu, mandalın gözle görünür şekilde açık ol- madığı sabittir.Sayaca ait tansiyon mandalı, gerilim bobini,sayaç diski ve numaratör birbirine bağlı olarak, zincirleme bir şekilde çalışmaktadır.Bu zincirdeki elemanlardan herhangi birinin arızalanması, tüketilen elektriğin tespit edilememesi sonucunu doğurur. Zincir içindeki diğer elemanların doğruluğu test edilmiş midir?
-Kusur mandalda ise,mandal vidasında veya mandalda oksitlenme, ark ya da tornavida izi var mıdır?
4-"Müvekkil ceza faturasını ödüyor."
-Ceza kesildiğine göre, tutanak düzenleyen ekip abone elektriğini keserek, sayaç ve ölçü devrelerini mühürlemiş midir?
-Abone suçu kabul ettiğinden mi yoksa elektrik hizmetinden yararlanmak için mi cezayı ödemiştir?
-Ceza ödemesini takiben, elektrik bağlanmasından sonra sayaç ve ölçü devreleri nizami olarak mühürlenmiş, mühür pensesi numarası belirtilen Elektrik Bağlama Tuta- nağının bir kopyası aboneye verilmiş midir?
Teknik olarak, tüm bu sorulara yanıt alınmadan, yargılama usulündeki diğer işlemlere geçilerek dava açılamaz.Davalı vekilinin beyan ettiği hususları ancak hukukçular yorumlayabilir.Oysa, bilim ve teknikte ispat şarttır. Bu nedenle, teknik bir bilirkişinin,olayı kanıtlaması için somut delillere ulaşması ve dava dosyasının tamamı ile olay yerini incelemesi gerekir.Somut delillerden birisi ile kanıtlanamayan iddialar sanık lehine yorumlanacak,takdiri delillere dayalı mahkeme kararları daima bozma gerekçesi yapılacaktır.
6-TEDAŞ ekipleri tarafından düzenlenen tutanaklarda,sadece bakanlık mühürü sağlam olan endeks değerleri ve yeminli tanık beyanları ile hırsızlık amacıyla hazırlanan düzenekler,eklentiler ve mühürler kesin delil niteliğindedir.Bunun dışında, tutanaklara geçen diğer iddiaların tamamı, tutanak düzenleyicilerinin yorumlarından ibaret sübjektif görüşlerdir.
Sayın Hartavi tarafından sunulan YCGK kararında,-...tutanağı düzenleyen tanıklar F..Becer ve M..Erbil'in antlı anlatımları ile kanıtlanarak yüklenen suçu işlediğinin anlaşılması karşısında, hükümlülüğü yerine, yerinde olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi- "isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir." denilmektedir.Yukarıdaki incelememize göre,tutanak düzenleyicilerinin iddialarını destekleyen, somut, şüpheden uzak hiç bir delil yoktur.Dava bile açılması gerekmeyen yargılamanın yıllarca sürmüş olduğu(dosyada başka bir kanıt yoksa) ortadadır.
Sonuç:Dava bile açılması gerekmeyen bir eylem hakkında, yargılamanın ne kadar zaman aldığı, sanık ve aile bireylerinin uğradığı manevi çöküntü dikkate alındığında, olayın vahameti ortadadır.Eksik soruşturmaya dayalı olarak açılan davanın geldiği nokta...
Yanlış açılan davanın, bunca yıllık yargılama sonunda adil bir sonucu olamaz.Çocukların uğradığı psikolojik yıkımı, sanık ve eşinin uğradığı ağır travmayı, hiç bir yargı kararı tedavi de edemez, tazmin de...
Siz hiç suçsuz yere sanık sandalyesine oturdunuz mu?
Saygılarımla.