Mesajı Okuyun
Old 05-01-2012, 11:22   #56
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Sanırım yine azınlıkta kalacağım ama memurun tavrının avukatlık mesleğine yönelik olduğunu veya memurun savcı bir mekana girdiğinde avukat ayağa kalkmalı düşüncesinde olduğunu sanmıyorum. Ve yine bir tahmin yapmak gerekirse, İcra dairesinde işlem yapan arkadaşınızın üzerinde cüppesi olmadığını ve eğer üzerinde cüppe olsa bu konuşmanın hiç gerçekleşmeyeceğini de düşünüyorum.

Bence olan şu: Denetlemeye gelen savcı memurun üst makamıdır ve o denetleme sonucunda savcının görüşlerine göre memurun sicili vs. etkilenecektir. Dolayısıyla memur aynı durumdaki her insanın içinde bulunacağı psikoloji ile denetleme makamına en iyi izlenimi vermeye çalışmaktadır. Denetlemeye gelen kişi, içeri girdiğinde bir masada oturup suratına bakmadan dosya inceleyen kişiyi icra memuru sanabileceğinden ve "memur sandığı kişinin" davranışından müdürü sorumlu tutabileceğinden, müdür yanlış izlenimi engellemeye çalışıyordur.

Eğer arkadaşınızın cüppesi üzerinde olsa, onun memur sanılmayacağı kesin olduğundan müdürün aynı şekilde bir talebi olacağını sanmıyorum.

Bence Müdür'ün gerekçesini dinlemeden ve avukatlık mesleğine saygısızlık yaptığından emin olmadan eleştirmekte bu kadar acele etmememiz gerek diye düşünüyorum. Eğer bu konuşmayı kendisiyle yaptıysanız, avukat icra dairesinde bir savcı gördüğünde ayağa kalkmalı gibi bir görüş bildirdiyse veya arkadaşınız cüppeli olduğu halde bu konuşma gerçekleştiyse o zaman ben de sizinle aynı fikirdeyim ama bu durumlar netleşinceye kadar ben "şüpheden müdürü yararlandırma" eğilimindeyim.

Yazınızın başında da tahmin ettiğiniz üzere size katılmıyorum. Avukat veya genel olarak kişi hakları veya adliyelerde sosyal ilişkiler ve davranış kurallarını konu edinen mesajları değerlendirirken (ve genel olarak bu konularda) "ölçülülük" ilkesine ve empati yapmaya; bilhassa avukatlığı "avukatçılık" a dönüştürmemeye özellikle dikkat ederim.

Bu bağlamda, memurun icra dairesinde çalışan avukata sarfettiği söz ve istem (ayağa kalkma) için yaptığınız (psişik) değerlendirme yeter sebepler içermiyor kanısındayım.

1. Denetleme zamanı icra dairesi kapanmakta mıdır?

2. İcra dosyasını inceleyen ve tüm algısı dosyada olan (yani denetim kendisini ilgilendirmeyen) kişi kim olabilir ki zaten?

3. Peki bu kişi, herhangi bir makam masasına da oturmuş değilse, isbati açıdan ve genel tecrübe kuralları gereği avukat olduğu ve denetlenecek kişilerden olmadığı sonucu çıkmaz mı?

4. Burada, denetleyen savcının dahi algısında olmayan (ve olmaması gereken) bir hususun, bir aşırı ululamanın tesiri altında olan memurca avukata da sirayet ettirilmesi söz konusudur. Bu kabul görecek şey değildir.

5. Denetimin mükemmel geçmesini beklemek ve istemenin yolunun da böyle bir davranışa bağlanmış olması kabule şayan bulunabilir mi? Bunlar, bizim klasik toplumsal rahatsızlıklarımızın kamu hizmetindeki tezahürleri... Tabir-i caizse, "Krala rağmen kralcılık" gibi birşey.

6. Denetimin mükemmel geçmesinin yolu, böyle eski devirlerin kalıntısı ululama davranışlarından değil, icra dairesinin ve evrakların düzenli ve mevzuata uygunluğunun denetleme birimince saptanmasından geçer, avukat dahi ayağa kaldırılarak, denetleyenin gururunun güya okşanmasından değil...

Birkaç defa benim de kalemde çalışırken veya duruşma salonunda başıma geldi. Hakim kaleme veya duruşma salonuna girdiğinde böyle katipte mübaşirde, ayağa kalkmamı isteyen, avuç içlerini açıp yukarı doğru hafifçe kaldırarak yaptıkları hareketler, bir panik havası, bana yönelik kaş-göz işaretleri falan.

Böyle durumlarda ben hemen olayı açık ederim, hiç beklemem:
Hakim de duyacak şekilde "Noluyorsunuz yav!, hayırdır birşey mi oldu?" veya buna benzer cümleler kurar, utandırmaya çalışırım ki, ölçüsüz bir davranışın ve beklentinin içinde olduklarını bilsinler. Kimi, pusar sessizliğe gömülür. Bazısı: "Avukat bey, hakim bey!" falan yapar ki, o zaman artık hakim de meseleye algılanır.

O zaman da, hakimle gözgöze geliriz: "E, tamam n'olmuş." derim hafifçe gülerek. Hakime, memurlarına yönelik olarak, "Efendim, astlarınızın size yönelik ululama çabalarının saçmalığını yaşıyoruz." kanı ve izlenimi veririm. Ve bunu başardığımı biliyorum çok şükür... Bu takdir ve oluşta da hakim/savcı her kim ise sizi zihninde olması gereken mevkie oturtmuş veya bir kez daha oturtmuş olur. Bu kez, hakim sezgisel olarak ve mimikleriyle, memurlarımın kusuruna bakmayın davranışları sergiler... Çünkü siz kendi değerliliğinizi göstermiş olursunuz ve tâbiyet hislerinin mesleğini icra etmediğinizi de...

Bu olayda bu cümlelerden olarak bir olaydır; istem haksız, yersiz ve isabetsizdir!

Saygılarımla.