Mesajı Okuyun
Old 02-01-2019, 22:16   #112
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Y8HD
Esas : 2016/5106
Karar : 2018/15024
Tarih : 5.07.2018
DEĞER ARTIŞ PAYI ALACAĞI VE KATILMA ALACAĞI
---
---
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ KARARI:
DAVA TÜRÜ: Değer Artış Payı Alacağı ve Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.

Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, 189.747,51-TL alacağın (değer artış payı+katılma alacağı) karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Davalı vekilinin tasfiyeye konu 13334 parseldeki 19 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre tasfiyeye konu taşınmaz yönünden dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteklerine ilişkindir.

Eşler, 18.07.1994 tarihinde evlenmiş, 01.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 13334 parseldeki 19 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 20.09.2005 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). -//-

Mahkemece hükme esas alınan 16.11.2015 tarihli hesap bilirkişi raporundan hareketle tasfiyeye konu taşınmaz yönünden 115.199,47-TL değer artış payı alacağı ile 67.048,04-TL katılma alacağı olmak üzere toplam 182.247,51-TL'ye hükmedilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı itibariyle mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının dava konusu taşınmazın edinilmesine 17.500-TL babaannesinden gelen miras parası ve 13.000-TL abisinden alınan para olmak üzere toplam 30.500-TL kişisel malvarlığı değerleri ile katkıda bulunduğu sabit olmakla birlikte, mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda taşınmazın edinme tarihi itibariyle değerinin 66.000-TL olduğu kabulünden hareketle hesaplama yapılmış olması doğru değildir. Zira dava konusu taşınmazın edinilmesinde yukarıda bahsedilen davacıya ait kişisel malvarlığı değerlerine ilaveten davalı tarafından...tan çekilen 40.000-TL'lik konut kredisinin de kullanıldığı, böylece taşınmazın tapu masraflarıyla birlikte 70.500-TL'ye edinildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılan 40.000-TL'lik konut kredisinin 52 taksidinin mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar taraflarca edinilmiş mallarla ödendiği, boşanma dava tarihinden sonraya 32 taksidin kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi borcu dikkate alınmış olmakla birlikte oranlama yapılmaksızın taşınmazın dava tarihindeki değerinden direkt olarak düşülmek suretiyle dikkate alındığı, tasfiye hesabında dikkate alınacak taşınmaz değerinin bu şekilde belirlendiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, kalan kredi borcunun taşınmazın dava tarihindeki değerinden direkt olarak düşülmesi doğru olmadığı gibi, tasfiye hesabında dikkate alınacak taşınmazın değerinin bu şekilde belirlenmesi de doğru değildir.

Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.

Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki(karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.

Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye(karara en yakın) tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.

Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır. -//-

Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazın edinilmesine 30.500-TL kişisel malvarlığı değerleri ile katkıda bulunduğu, taşınmazın edinme tarihi itibariyle değerinin 70.500-TL olduğu, taşınmazın edinilmesinde kullanılan 40.000-TL'lik konut kredisinin boşanma dava tarihine kadar 52 taksidinin ödendiği, 32 taksidinin sonraya kaldığı gözetilerek Dairemizin yukarıda belirtilen ilke ve esaslarına göre davacının değer artış payı ve katılma alacağının hesaplanması konusunda tarafların ve Yargıtay'ın denetimine açık gerekçeli rapor alındıktan sonra tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan, yanlış değerlendirme ve hesaplama içeren hesap bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 05.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.