Mesajı Okuyun
Old 30-06-2017, 13:38   #105
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/7311
K. 2016/15935
T. 22.11.2016


DAVA : Taraflar aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne dair 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


KARAR : … 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davalı taraf davaya konu meskenin alımında bedelin tamamının davalının babası tarafından karşılandığını ve bu paranın geri ödenmediğini ileri sürmüştür. Mahkemenin, mesken satın alınırken davalının babası tarafından sadece 30.000,00 TL verildiği yönündeki kabulü yerinde ise de bu paranın
borç para olarak verilip geri ödendiğine ilişkin kabul, dosya kapsamı ile örtüşmediği anlaşılmaktadır.
Mesken alımında kullanılan 30.000,00 TL paranın, tanık sıfatıyla alınan beyanında davalının babasının kendisine geri ödenmediğine ilişkin ifadesi, davacı vekilinin 06.11.2014 havale tarihli dilekçede verilen paranın borç para olduğu ve bu paranın ancak alacak davasına konu olabileceğine ilişkin açıklaması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; verilen 30.000,00 TL'nin davalıya babası tarafından yapılan bağış olarak kabulü ile davalının bu kişisel malı gözetilerek davacının katılma alacağının hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece, delillerin hatalı değerlendirilmesi ile yazılı gerekçeyle hesaplamada dikkate alınmaması bozmayı gerektirmiştir.

3- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 s.lı TMK’nun 235/1. m). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vs) göre değerlendirilir (TMK’nun 228/1. m). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK’nun 227/1 ve 235/1. m), sürüm (rayiç) değerleri (TMK’nun 232, 239/1. m) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir.
Tasfiyeye konu mal elden çıkarılmışsa, mahkemece hakkaniyete uygun olarak değer tespiti yaptırılmalıdır (TMK’nun 227/2. m). ARTIK DEĞERE KATILMA ALACAK İSTEĞİ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA, DAVALI EŞ TMK'NUN 229. MADDESİNDE BELİRTİLEN AMAÇ DOĞRULTUSUNDA MALI ELDEN ÇIKARMIŞSA, BAŞKASINA DEVREDİLEN MALVARLIĞI MEVCUTMUŞ GİBİ TASFİYE HESABINA DAHİL EDİLİR VE DEVİR TARİHİNDEKİ DURUMU GÖZETİLEREK DEĞERLENDİRME YAPILIR (TMK'nun 235/2. m).

Tasfiyeye konu malvarlığında, katkı tarihinden sonra değerinde azalma olmuşsa, katkının başlangıçtaki değer esas alınır (TMK’nun 227/1. m). Denkleştirmede ise, aksine değer azalması olması durumunda azalmış hali ile değerlendirilir (TMK’nun 230).

Somut olay incelendiğinde, tasfiyeye konu meskenin eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 16.09.2005 tarihinde edinildiği ve mal rejimi sona ermeden yaklaşık bir ay önce 30.06.2009 tarihinde davalı tarafça satış gösterilerek dava dışı kızkardeşine tapuda devredildiği anlaşılmaktadır. DAVACI LEHİNE KATILMA ALACAĞI HESAPLAMASI YAPILIRKEN, YUKARIDA BELİRTİLEN İLKE VE ESASLAR GÖZETİLEREK MESKENİN ÜÇÜNCÜ ŞAHSA DEVREDİLDİĞİ 30.06.2009 TARİHİNDEKİ NİTELİK VE ÖZELLİKLERİ DİKKATE ALINARAK TASFİYE KARAR TARİHİNDEKİ SÜRÜM (RAYİÇ) DEĞERİ ESAS ALINMASI GEREKİRKEN, DEVİR TARİHİ OLAN 2009 YILI İTİBARİYLE MESKENİN DEĞERİ TESPİT EDİLEREK YAPILAN HESAPLAMA HATALI OLUP BOZMA KONUSU EDİLMİŞTİR.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına (3) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, her iki taraf vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 466,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya ayrı ayrı iadesine,22.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı