Mesajı Okuyun
Old 26-11-2002, 00:50   #1
Hamdi Sırrı Duyguseli

 
Varsayılan Avukat Sayısı Sınırlandırılmalı

Avukat Sayısı Sınırlandırılmalı mı? Bu acımasız soru gençlere karşı haksızlık gibi görünse de, aslında avukatlığın acıklı durumuna ve umutsuz geleceğine son vermek adına gençler tarafından savunulmalıdır. Gelecek için alınacak önlemler gençlerin yararınadır. Bizler, karanlık geçmişimize takıldık kaldık.. Aydınlık gelecek gençlerindir.

Büyük illerde avukat sayısı gün geçtikçe artmakta. Açılan hukuk fakültelerinin sayısı otuzu geçmiş. Binlerce hukuk öğrencisi genç, bir meslek sahibi olma amacıyla hırsla ders çalışıyor. Avukat olunca yalnızlık, parasızlık, işsizlik içinde kalacakları düşüncesini akıllarından nasıl kovuyorlar, bilmem... Sadece şanslarına güvenmekte olsalar gerek...

Oysa ki, meslek meslek olmaktan çıkarsa hiçbir meslektaşın şansı yoktur. Bireysel şansa dayanan düşlere düşmemek gerekir; kendi düşen ağlamamalı.

Mesleğin geleceğine yönelik önlem, avukatlığa kabul işlemlerinin her ilde ayrı ayrı o ilin barosu tarafından yapılmasıdır. Her ilin barosu her yıl staja kabul edeceği avukat adayı sayısını ihtiyaca göre belirlemeli. Bu sayıda avukat adayını seçerek diğerlerini kabul etmemeli. Kabul edilmeyenler başka barolara başvurmalı.

Böyle bir uygulama sonucu avukat olabilenler meslek sahibi olacaklardır. Aksi halde, hukuk fakültesi mezunlarının hepsi avukat olursa, avukatlık meslek olmaktan çıkacağı için hiçbirinin mesleği olmayacaktır.

Lise denilen bataklıktan sıyrılıp fakülteye girmek büyük bir başarıdır. Hukuk gibi zor bir fakülteyi bitirmek de büyük bir başarıdır. Ama bütün bu zor yılların sıkıntısı avukatlığın sıkıntısı yanında hiç kalır. Yalnızlık, endişe, parasızlık, işsizlik... Mahşerin dört atlısı gibi gelir avukatın üstüne... Bunlar mesleğin sorunlarıdır ama sorunları yaşayan ve taşıyan meslek değil, birer birer meslektaşlardır.

Yaşam, sorun çözmekle geçerse verimli ve zevklidir.
Çözümsüzlük içinde yaşamak ise, kıvranmaktır.
Meslek kendi sorunlarına çözüm getirmezse, meslektaşlar kıvranmaktan başka bir şey yapma şansına sahip değildir. Gençler bu anlamda şanslarına güvenmemelidir; hiç şansları yoktur.

Avukatlık uğruna ruh sağlığı feda edilmemelidir. Avukatlık uğruna her türlü fedakarlığa katlanmaya hazır bir genç ordusu var. Ama mesleğin fedakar kahramanlara ihtiyacı yok. Adalet, sağlıklı düşünen, bilgili hukukçular eliyle gerçekleşir. Geçim kaygısı ile adalet kaygısı karşı karşıya gelmemeli. Yoksa kötü kaygı iyi kaygıyı kovar.

Avukatlık mesleği zarar görürse bu zarar hemen adaleti de etkiler. Adaleti sağlamakla yükümlü Devlet örgütünün de mesleği ayakta tutmak için üstüne düşen görevler bulunmaktadır. Ama bence baro gibi bir örgüt varken Devlet örgütünü bu işe karıştırmamakta fayda vardır.

Meslek, eğer meslekse, geleceğini düşünür ve düzenler. Bu düzenlemeyi beceremeyen bir kalabalıkta işe başlayan gençler şimdiden geleceklerini kaybetmiş demektir. Bütün bu nedenlerle, geleceğe yönelik düzenlemelere gençlerin sahip çıkması gerekir.

‘’Avukat sayısını sınırlama düşüncesini’’ uzak görüşlü, zeki, neşeli, sevecen gençlerin ellerine uzatıyorum. İsterlerse çöpe atabilirler. Bu konu kendilerini ilgilendirir.

Ben şimdi balığa gidiyorum...