Mesajı Okuyun
Old 27-09-2017, 15:23   #7
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Özet:
Davalı kadın cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmamış, bu talebini ön incelemede 18.09.2013 tarihli celsede ileri sürmüştür.





Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler.





Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir.





Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/1).





Davalı kadının cevap dilekçesinde yer almayan ve ilk defa 18.09.2013 tarihli celsede ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu durumda davacı erkeğin açık rızası bulunmadığına ve ıslah da söz konusu olmadığına göre, davalı kadının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. O halde yoksulluk nafakası talebi hakkında \"karar verilmesine yer olmadığına\" şeklinde karar verilecek yerde; kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.


Yazdır
Kanun No:6100 Madde No:141 Fıkra:Tümü-0


T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi

Esas No:2016/6692
Karar No:2016/10316
K. Tarihi:

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet yönünden, davalı kadının katılma yoluyla temyizi ise; tazminatların miktarı, nafakaların miktarı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:




1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.




2-Davalı kadın cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmamış, bu talebini ön incelemede 18.09.2013 tarihli celsede ileri sürmüştür.





Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler.





Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir.





Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/1).





Davalı kadının cevap dilekçesinde yer almayan ve ilk defa 18.09.2013 tarihli celsede ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu durumda davacı erkeğin açık rızası bulunmadığına ve ıslah da söz konusu olmadığına göre, davalı kadının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. O halde yoksulluk nafakası talebi hakkında \"karar verilmesine yer olmadığına\" şeklinde karar verilecek yerde; kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.




3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.25.05.2016