Sevgili hocalarım Ülker Gürkan ve Doğan Soyaslan'ı unutmak mümkün değil

Hukuk Başlangıcı dersi ile tanıdım Ülker Gürkan'ı.
Boşluk doldurma biçiminde yapılan vize sınav sonuçları açıklanıyor. 100 üzerinden elli alabilen kimse yok. Ülker hoca anfide, elinde bir cevap kağıdı biraz alaycı bir uslup takınmış ve öğrencilere sesleniyor;
-Arkadaşlar bir kişi altmış almayı başarmış; lakin, o da sınav kağdına adını-soyadını yazmayı unutmuş..
Öğrencilerin yüzünde acılı-sahte bir tebessüm.
Aradan bir hafta geçiyor. Ülker hoca yine anfide, yazı tahtasının önünde duruyor. Biraz mahcup bir tavırla;
-Arkadaşlar geçen hafta size bir sınav kağıdı göstermiştim ya. Hani altmış almış lakin ismini yazmayı unutmuş diye. O kağıt benim cevap anahtarımmış.. diyor ve sınıfta bir kahkaha kopuyor
-

Doğan Soyaslan hocamız da bambaşkaydı
Ceza Hukuku dersimize girmişti bir aralık. Anfide ön tarafta oturma meraklıları vardır, bizim Mustafa K.'da öyle birisi, en önde oturur sürekli. Doğan Soyaslan hocamızda dersi öğrencilerle soru/cevap şeklinde yapmaya çalışır. Soru yönelttiği öğrenciye önce adını sorar. Lakin bu sorular arka sıralara hiç gelmez. Öndeki falancaya adı kaçıncı kez sorulmuş, ardından da derse dair sorular yöneltilmiştir. İşte böylesi bir günde sevgili Doğan hocamız bizim ön sıra meraklısı Mustafa K'ya hitaben;
-Şey! Evladım Mustafa, seni adın neydi bakim..? deyiverdi
-

Bir rivayete göre Ö.İlhan Akipek hocamız çiçeklerin dilini anlatıyormuş, lakin bizzat duymadım ve görmedim
-
Emeklerini esirgemeyen tüm hocalarımıza hürmet ve muhabbetle