Mesajı Okuyun
Old 18-05-2010, 17:21   #18
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Işık
Sn. Özoğul,

Bu görüşe katılamıyorum. Zira bir avukat telefon ve adresini yazmasa bile ismi, cisminin bulunabilmesi için yeterlidir. İlan sadece telefon ve adres ile yapılmaz.

Ayrıca bir kimse bayram tebriği yaparken isminin önüne "AVUKAT" unvanı eklemesinin bir gerekçesi ve gerekliliği olduğunu da düşünmüyorum. Neden sadece isim soyad kullanılmıyor da av. + isim soyad kullanılıyor? Bu unvanın kullanılmasına ne gerek var? Bu bayram tebriği ile avukatımız tebrik yanında cümle aleme avukatlık yaptığını da duyurmuş olmuyor mu? Kendiniz de ifade ediyorsunuz, tanınırlığı artmıyor mu? Yani bu da tam olarak reklamın amacı değil mi?

Örneğin Danıştay 8. Dairenin bir kararında "gereksiz davranış" şeklinde bir ifade kullanılıyor. Bence de "gereklilik" burada önemli bir kriter. Örneğin bir dilekçenin altına "avukat" yazmanız gerekliliktir. Ancak bir bayram tebriğinde "avukat" yazmanız bir gereklilik değildir.

"Avukatlık Meslek Kurallarına göre ise, avukat salt ün kazanmaya yönelen her türlü gereksiz davranıştan titizlikle kaçınmalıdır. Olayda, davacının vekili olduğu firmaya ait bir ürün hakkında medyada açıklama yapması ve bu konudaki ilanın altına avukat unvanıyla imza atması, reklam yasağı kapsamındadır."

Sayın IŞIK

Azınlık görüşünde olduğumun farkında olarak yazdım, yazıyorum. Aşağıda vereceğim örneği de mesleğin staj aşamasında görmüş oldum. Admin'in gizlenme nedenini de hepimiz biliyoruz.

Tartışmaya dönecek olursak...

Bence gereklilikten ziyade "reklam niteliğinde" olma kıstasına ağırlık vermek gerekir. Unvan kullanımının gerekli olmadığını yukarıda da ifade etmiştim. Ancak gereksiz olan her şeyi reklamla ilişkilendirmek hatalı sonuçlar doğurabilir. Avukatlık unvanının kullanılması reklam unsuru olarak görülmemeli. Av. unvanın eklenmesi bir gereklilik olmasa da sırf bu eklendi diye ilanın reklam niteliğine büründüğünün kabul edilmesini ben doğru bulmuyorum.

Reklam yasağı değerlendirilirken bütün dikkati "sunulan hizmetin tercih edilmesine yönelik bir çaba"nın var olup olmadığına yoğunlaştırmak gerekir. Reklam hizmete yöneliktir. Ün kazanmaya yönelik davranışların da verilen hizmetle ilintili olması gerekir. Büro adresi ve büro telefonunun reklam olarak düşünülebileceği ihtimalini de bu yüzden yazdım. Hizmetin verildiği yere yönelik atıf ilanı reklam niteliğine büründürebilir fikri, altı daha kuvvetli bir fikir gibi geliyor.

Benim şahsi fikrim mevcut kuralları yorumlarken "reklam yasağını" dar alana hapsetmek gerektiği yönünde. İlanın reklam olup olmadığı tamamen yorum meselesi olduğuna göre ve somut fiilleri değerlendiren de yine hukukçular olduğuna göre meslektaşlarımızı cezalandırmaktan çekinmek gerekir görüşündeyim.

Bu yüzden de...

doğrudan hizmete yönelik olmayan...
avukatın şahsına ün kazandırıcı nitelikte olsa da hizmetin içeriğiyle ilişkilendirilemeyen...
hizmetin tercih edilmesini sağlayıcı niteliğe bürünmeyen...
aynı hizmeti sunan diğer meslektaşlarla rekabette üstünlük sağlayamayacak olan...

yayın, ifade, söz, ilan vs gibi durumlarda reklam yasağının ihlal edildiği fikrini kişisel bir görüş olarak kabul edemiyorum. Mevcut kuralların da bu görüşüme uygun yorumlanabileceğini düşünüyorum.

İş öyle bir noktaya geliyor ki yukarıda yazdığınız "gayet büyük bir hukuk bürosunda çalışıyorum" ifadesi bile çalıştığınız büronun ve hatta sizin reklamınız bile sayılabilir. Hiç şaşırmam...

Alıntı:
Yazan Admin
Örneğin sizin bir müvekkiliniz sizin bilginiz dışında "Av. Fatih KARACA dünyanın en iyi avukatıdır" şeklinde bir radyo reklamı verse, size veya ona kim hangi yaptırımı uygulayabilir? Ona uygulanabilecek bir yaptırım zaten yok da, ola ki bu konuda Baronuz size yaptırım disiplin cezası uygulanmak isterse, konudan haberiniz bile yoksa bu ceza adil olabilir mi? Eğer barolar dahli olmayan avukatlara bu nedenle ceza vermeye başlarsa, müvekkiller de ödüllendirmek için değil ama cezalandırmak için avukatları için reklam yapmaya başlayabilir, dolayısıyla bu da bir çözüm değil.

Sayın Admin,

Savaş Ay'ın, içinden gelerek yazdığı, iyilik olacağını düşündüğü bir köşe yazısı(haber, röportaj, görüş alma vs değil yazarın kendiliğinden yazdığı bir köşe yazısı) nedeniyle meslektaşlarımızdan birine "reklam yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle" ceza uygulayabilen bir mekanizma var meslek örgütümüzde. Yazıda da tıpkı sizin örnek verdiğiniz gibi "genç, dinamik, cin gibi, iyi bir avukattır" tadında ifadeler var ve ilgili avukat bu yazıyı ancak gazete basılıp dağıtıldıktan sonra görebilirdi. Yani avukatın eylemsizliği bile cezalandırılıyor...

Bazen, özellikle basına yansıyan haberlerde ismi geçen meslektaşlara ceza uygulayan hukukçuların mesleki kıskançlık içinde olabileceği ihtimali de aklıma gelmiyor değil. Sonra kendime gelip "yok canım objektif değerlendirmeden şaşmazlar" deyip geçiyorum.