Mesajı Okuyun
Old 02-05-2010, 14:03   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Sayın Eskişehirli'nin görüşlerine aynen katılıyorum. Aşağıdaki Yargıtay kararı somut olayınıza az çok uymaktadır. Kusursuz sorumluluk söz konusu olup, TTK.'nun 806. maddesinde" Taşıyıcı, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla mükelleftir.Yolcuların kazaya uğramaları halinde bundan doğacak zararları taşıyıcı tazmin eder" hükmü mevcut olup, taşıyıcı, kazanın kendisine veya yardımcılarına yükletilmesi mümkün olan bir kusurdan doğmadığını ispat ettiği takdirde tazminattan kurtulur.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/418
Karar: 2007/3769
Karar Tarihi: 01.03.2007

ÖZET: Davacı dava dilekçesinde olay sırasında yaralanması nedeniyle yirmi gün süreyle iş ve gücünden uzak kaldığını ileri sürerek iş ve güç kaybı zararı karşılığı olarak maddi tazminat isteminde bulunmuştur. O halde mahkemece, yargılama sonunda ortaya çıkacak duruma göre azami tutar dikkate alınarak iş ve güçten kalma tazminatına karar verilmesi gerekirken davacının yirmi beş gün süreyle iş ve gücünden kaldığının kabulü ile HUMK.'nun 74. maddesine aykırı, olarak talep aşılmak suretiyle kazanç kaybına hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı T.C.D.D. yararına bozulması gerekmiştir.


(1086 S. K. m. 74, 177, 409, 432) (6762 S. K. m. 806)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 9. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.03.2005 tarih ve 2003/396-2005/80 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı, hareket halindeki banliyö treninde iken Kumkapı Tren İstasyonu'nda gaspa uğradığını, olay sırasında kafasına aldığı darbe nedeniyle yaralandığını, cep telefonunun çalınması ile yirmi gün iş ve gücünden kalması nedeniyle maddi, bu olay sonucu psikolojik durumunun bozulması nedeniyle de manevi zarara uğradığını, yeterli güvenlik önlemlerini almayan davalıların olaydan dolayı sorumlu olduklarını ileri sürerek telefon bedeli 333.000.000.- TL ile iş ve güç kaybı zararı 500.000.000.- TL olmak üzere maddi zararları karşılığı toplam 833.000.000.- TL ve manevi zararı karşılığı 10.000.000.000.- TL ile yargılama sırasında yapılan ıslah sonucu tedavi giderleri karşılığı 2.500.000.000.-TL'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı TCDD vekili, olayda müvekkili kurum ve elemanlarının hiçbir kusur ve kabahatinin bulunmadığını, davacının zararı varsa bunu olaya sebebiyet veren şahıslardan ya da İçişleri Bakanlığı'ndan talep etmesi gerektiğini, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı bakanlık vekili, idarenin yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olduğunu ve bu tür davaların idari yargıda görülebileceğini savunarak öncelikle dava dilekçesinin görev yönünden reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının uğradığı saldın sonucu cep telefonunun çalındığı ve yaralandığı, bu nedenle 625.000.000.-TL kazanç kaybı ve 305.000.000.-TL telefon bedeli olmak üzere 930.000.000.- TL maddi zararının gerçekleştiği, bu olay nedeni ile manevi olarak da zarara uğradığı gerekçesiyle davanın 930.- YTL maddi ve 4000.- YTL manevi olmak üzere toplam 4.930.- YTL üzerinden kabulü ile bu miktarın davalı TCDD'den tahsiline, diğer davalı İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın takipsiz bırakılması nedeniyle HUMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Davacı Ş.'ye mahkeme kararı 12.08.2005 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre on beş günlük yasal temyiz süresi adli tatil içinde sona erdiğinden HUMK.'nun 177. maddesi uyarınca temyiz süresi tatilin bitiminden itibaren yedi gün uzamaktadır. Bu durumda sürenin son günü 12.09.2005 Pazartesi olup, bu tarihe kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken davacı tarafından 16.09.2005 tarihinde hükmün temyiz edilmiş olmasına göre davacının süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazına gelince; anılan davalı yönünden HUMK.'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davayı vekil vasıtasıyla takip etmiş bulunan davalı bakanlık yararına vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı bakanlık yararına bozulması gerekmiştir.

3- Davalı T.C.D.D. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile T.T.K.'nun 806. maddesi uyarınca taşıyıcının, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla mükellef bulunmasına göre somut olayda, davacının trende maruz kaldığı gasp eylemi nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararından davalı taşıyıcının anılan maddede düzenlenen yasal yükümlülüğüne aykırı davranması ve üstlendiği toplu taşıma hizmetinin gereği olan tedbirleri almayarak güvenli bir yolculuk ortamı sağlayamaması nedenleriyle sorumlu olduğunun kabulü gerektiğinden anılan davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

4- Ancak, davacı dava dilekçesinde olay sırasında yaralanması nedeniyle yirmi gün süreyle iş ve gücünden uzak kaldığını ileri sürerek iş ve güç kaybı zararı karşılığı olarak 500.000.000.- TL maddi tazminat isteminde bulunmuştur. O halde mahkemece, yargılama sonunda ortaya çıkacak duruma göre azami bu tutar dikkate alınarak iş ve güçten kalma tazminatına karar verilmesi gerekirken davacının yirmi beş gün süreyle iş ve gücünden kaldığının kabulü ile HUMK.'nun 74. maddesine aykırı, olarak talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde 625.000.000.- TL kazanç kaybına hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı T.C.D.D. yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin 432/4. maddesi uyarınca reddine; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı T.C.D.D. vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; diğer bentlerde açıklanan nedenlerle bu davalı ile davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı İçişleri Bakanlığı yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise kararın davalı T.C.D.D. yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,90.-YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalı TCDD.'na iadesine, 01.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/12594
Karar: 2006/8134
Karar Tarihi: 06.07.2006

TAZMİNAT DAVASI -DAVACININ DAVALININ İŞLETTİĞİ TRENDE YOLCU İKEN ÇIKAN KAVGA SONUCU KAPILARI AÇIK OLAN TRENDEN DÜŞEREK HER İKİ BACAĞINI KAYBETTİĞİ - DAVACIYA MANEVİ KAYIPLARI İÇİN DURUMU İLE ORANTILI HAKKANİYETE UYGUN MANEVİ TAZMİNAT HÜKMEDİLMEDİĞİ

ÖZET: Dava davacının trende yolcu iken çıkan kavga sonucu kapıları açık olan trenden düşerek her iki bacağını kaybettiğini bildirerek maddi ve manevi tazminat istemlidir. Davacıya manevi kayıpları için durumu ile orantılı hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken hükmedilmemesi isabetsizdir.



(818 S. K. m. 41) (506 S. K. m. 20)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12.07.2005 tarih ve 2003/297-2005/600 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 04.07.2006 günde davacı avukatı İsmail Uyar gelip davalı avukatı tebligata rağmen duruşmaya gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalının işlettiği trende yolcu iken çıkan kavga sonucu kapıları açık olan trenden düşerek her iki bacağını kaybettiğini bildirerek (500) YTL maddi tazminatın, birleştirilen davada ise (82.626) YTL ek maddi ve (20.000) YTL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, iddia edilen kazaya ilişkin kayda rastlanamadığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu savunmuştur.

Mahkemece, tanık anlatımlarına, işgöremezlik oranı, kusur ve zarara ilişkin Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, taraflar arasında taşıma ilişkisinin kurulduğu, davacının %78 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği kazada davalı işletmenin %25 kusurlu olduğu gerekçesiyle, toplam (82.251,31) YTL maddi ve takdir edilen (3000) YTL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraflar vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- 01.02.2003 tarihinde meydana gelen tren kazasında her iki bacağını kaybederek meslekte kazanma gücünü %78 oranında yitiren ve kalan hayatı boyunca bakıma muhtaç hale gelerek elem ve acılara uğrayacağı kuşkusuz olan 1984 doğumlu davacıya manevi kayıpları için durumu ile orantılı hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken (3000) YTL manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamış, kararın bu yön bakımından davacı yararına bozulması gerekmiştir.

3- Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, yardımcı kişi (bakım gideri) tazminatının hesabında, günün 1/3'üne karşılık gelen sürede bakım ihtiyacının karşılanabileceği gözetilerek, davacının sürekli işgöremezlik zararının hesaplanmasına esas alınan kazancının bu kadarlık süreye tekabül eden miktarı esas alınarak hesaplama yapılması, saptanacak bu kalem tazminat miktarının da işgöremezlik tazminat miktarının 506 sayılı SSK.nun 20/son maddesi hükmünce yarısını geçemeyeceği gereği gözden kaçırılarak sürekli işgöremezlik tazminatını aşan yardımcı kişi tazminatının hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bu bakımdan davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentteki nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı, (3) nolu bentteki nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 450.00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 06.07.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları