Mesajı Okuyun
Old 23-04-2017, 18:56   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mutlu Katkı,

Alıntı:
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1990/6-520
Karar: 1991/11
Karar Tarihi: 30.01.1991

Dava: Taraflar arasındaki "ortaklığın giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Dursunbey Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 22.11.1989 gün ve 317-353 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 22.1.1990 gün ve 134-425 sayılı ilamıyla; (...Davacı, dava konusu taşınmazın mümkünse aynen taksimi, olmadığı taktirde satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir

Davalılar, taşınmazın davacı tarafından parsellenerek kendilerine belli yerler şeklinde satıldığını savunarak davanın reddini istemişler ve daha sonra imar planında yapılan değişiklik karşısında aynen taksimin mümkün olduğunu savunmuşlardır.

Mahallinde yapılan keşifte, taşınmazın imar edası ortasında bulunması ve yola cephesi olmaması yüzünden taksimin mümkün olmadığı saptanmıştır. Belediye başkanlığınca imar planında yapılan değişiklik sonunda, imar yolunun zemine uygun şekle getirildiği ve bu hali ile ifrazın mümkün olduğu bildirilmiştir.

Tarafların taksim projesi hazırlanması hususunda görüşmeleri sırasında anlaşmamaları sonucu davacının satışta ısrar etmesi sebebiyle davacının kötü niyetinden söz edilerek dava reddedilmiştir.

Davacının hiç taksim istememesi, satışta ısrarlı olması ve hatta talebinde değişmeler yapması ve çelişkilere düşmesi, doğrudan onun kötü niyetli olduğunu göstermez. Özellikle davanın niteliği sebebiyle davalıların taleplerinin de dikkate alınması icap eder. Bu itibarla son belediye cevabı karşısında, yeni imar planı örneği de getirtilerek, mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılması, gerektiğinde bilirkişiye taksim projesi yaptırılması, o şekilde taksimin mümkün olup olmadığının belediyeden sorulması varılacak sonucu taksimen veya satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davacı vekili.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Ortaklığın giderilmesi davası, büyük özelliği olan davalardandır. Öncelikle çift taraflı (actio duplex) bir davadır. Verilecek karardan her iki taraf da yararlanacaktır. Bu özelliği gereğide davada taraflar hem davacı, hem de davalı durumunda oldukları gibi uygulanacak usul hükümleri de HUMK.nun 561/570. maddeleri ile özel olarak belirtilmiştir. Nitekim, doktrinde de Usulün 561 ile 568. maddelerinde toplanmış bulunan bu kuralların 569. madde uyarınca açılacak davalara uygulanacak özel usul kuralları olarak kabul edilmesi geretiği ileri sürülmektedir (Prof. Dr. Baki Kuru, HUMK., Cilt: IV, Sayfa: 4154; Cilt: III, Sayfa: 2610 ve Prof. Dr. Aydın Aybay, Taksim, 1966, Sayfa: 51)

Bu itibarlada, davacının yalnız satış yoluyla ortaklığın giderilmesini istemesine karşın eğer davalı aynen taksim talep eder ve koşullarının da mevcut bulunduğu anlaşılırsa mahkemece taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilebileceği kuşkusuzdur. O nedenle, davanın bu özelliğine işaretle davalının talebinin gözetilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinen ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararında uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.01.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.

***En ayrıntılı anlatımı bu kararda buldum. 05.03.1985 öncesi ilgili HUMK maddelerini görebilsek; net olarak karşılıklılık içeren usul kurallarını görebiliriz belki?

Saygı ve selamlarımla,