Mesajı Okuyun
Old 16-12-2008, 23:30   #47
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ferrarif398
İlk duruşma bu gün yapıldı.

Türkiye Barolar Birliği, davaya katılma talebinde bulundu.

Sanıklar suçu işlemediklerini, ilgili yönetmelik, banka eğitimleri gereği işlem yapmaktan kaçındıklarını, hakaret etmediklerini, kimliği sertçe masaya çarpan görevli ise kimliğe elinin bile değmediğini, uzlaşmak istemediklerini ( savcılık aşamasında uzlaşmak istemişlerdi ), olay sırasında agresif olanın benim olduğumu anlattılar.

Ben de olayın aynen anlattığım gibi yaşandığını, banka kamera kayıtlarının tüm ısrarıma rağmen geç istendiğini, tekrar istenmesini, banka hesabının Baro tarafından açtırılan bir hesap olduğunu, bankayla daha önce yaptığım işlemlerin hangi kimlikle yapıldığını gösterecek şekilde bankadan istenmesini, tarafların savcılık aşamasındaki uzlaşma teklifini kabul etmelirinin hakaret bakımından ikrar olduğunu, olayda kamu görevlisi sayılmam gerektiğini ( vekalet ücreti alacağımı almak için devlet tarafından yatırılan parayı almak istediğimi, mesai saati içinde olayın yaşandığını, burda da kamu görevlisi sayılmayacaksam nerede sayılabileceğimi belirttim ), sanıkların her ikisinin de hem hakaretten ve hem de görevi ihmalden yargılanması gerektiğini belirterek kovuşturmanın genişletilmesini istediğimi ( ilk görevli işlem yapmamış, ikinci görevli de amir konumunda iken işlem yapılmasına engel olduğundan suça iştirak etmiş; ilk görevli pis pis gülerken, ikinci görevlinin hakaretvari konuştuğunu, kimliği sertçe fırlattığını ), agresif olanın ben değil onlar olduğunu belirttim.

Sanıklardan biri söz alıp, savcılık aşamasındaki uzlaşma talebi hakkında; suçlamayı kabul etmediğini, ancak şahısla arasında bir husumet olmadığından kabul ettiğini belirtti. ( Ben uzlaşma ikrardır dediğim için böyle bir savunma yaptı sanırım )

Mahkeme, ilgili banka kayıtlarının istenmesine, kamera kayıtlarının var ise gönderilmesini, olaya tanık olan banka görevlilerinin isimlerinin bankaca bildirilmesine ( sanıklar, gerek soruşturma gerek ilk duruşmada somut bir tanık ismi vererek, olaya şu şu banka çalışanları olaya tanık oldular dememişlerdi) silinmişse sebebinin araştırılmasına, Türkiye Barolar Birliğinin katılma talebinin reddine karar verdi.

Duruşma Şubat 2009'a ertelendi.

Şimdilik bu kadar.

Uzlaşma ikrar değildir ve taraflar "uzlaşamadıkları" takdirde uzlaşma sürecindeki beyanları ile bağlı değillerdir ancak; anlatımınızdan ve olayı aktarımınızdan, yalnızca bu forumda dahi haklılık intibaını oluşturabilip, korumayı da sürdürdüğünüz için, mesleğimiz adına size teşekkür ederim.

TBB nin müdahillik talebinin reddi gerekçesini ise çözemedim...Suç ve ceza şahsidir ancak; "Suçtan zarar gören kavramını" bu kadar dar anlayacaksak ve bir meslek örgütü, böylesi bir olaya dahi katılan olamayacaksa, birliğin varlık anlamı?

Saygılarımla...