Mesajı Okuyun
Old 17-11-2007, 11:10   #4
MÜVEKKİL

 
Varsayılan

Tarfik kaza tesbit tutanağında tarfik zabıtasının kusur izafe etme yetkisi yoktur, tutanağa Mahkeme aşamasında herzaman itiraz edilebilir Mahkeme keşif ve bilirkişi incelmesi yapar esas olan budur, taraflar zararlarını karşılıklı olarak Zorunlu Mali mesuliyetten karşılayabilirler aşan miktar için kaskodan karşılanabilir ,
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2003/3151
K:2003/9472
T:20.10.2003

Taraflar arasında gorülan davada Bornova Asliye 1.HuKuk MaHkemesi'nce verilen 10.12.2002 tarih ve 2000/115 - 2002/1367 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıya kasko sigortası ile sigortalı araç ile müvekkilinin
kaza yaptığını, davalının sigortalı aracın zararı olan miktarı müvekkilinden ihtar ile talep ettiği, kazatutanağında tam kusur verildiğinden talep edilen miktarı, dava ile uğraşmamak için ödediğini, daha sonra ceza davasında kusursuz bulunduğunu ileri sürerek, davalıya sebepsiz olarak ödenen 705.110.000.-TL.nın faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ödemeyi iradi yaptığını, istirdat davası koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının ödemesi rızaya dayandığından, hataen ödeme bulunmadığından, bu şekilde BK.nun 62 nci maddenin uygulama yeri olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, karşı aracın kasko sigortacısına hataen yaptığı ödemenin istirdatını talep etmiştir. Davada, borç olmayan şeyin verildiği ileri sürülerek, istekte bulunulduğuna göre; uyuşmazlıgın bu madde kapsamında çözüme kavuşturulması gerekir. Nedensiz zenginleşmenin özel durumu olan "borç olmayan şeyin verilmesi" Borçlar Kanunu'nun 62 nci maddesinde duzenlenmiştir. Genel olarak 62 nci maddenin uygulanabilmesi için aranan gerekli unsurlar; bir borcu ortadan kaldırmak icin yapılan ödeme, borcun bulunmaması, odemenin sahsın ihtiyarı ıle yapılmış bulunması ve hata olarak sıralanabilir.
Olayımızda, bir borcu ortadan kaldırmak için yapılan ödeme ve ödemenin kişinin ihtiyarı ile yapılmış olması unsurlarının gerçekleşmiş olduğu tartışmasız ortadadır. Bu nedenle, özellikle diğer iki unsur uzerinde durulması gerekir. BK.nun 62 nci maddesinin uygulanabilmesi için, yerine getirilen borcun "mevcut olmaması" gerekir. Bu durumun, yani, borcun varlığının saptanmasında "eda anı" esas alınmalıdır. Olayımızda ise, davacı
kazatutanağında tam kusurlu gösterildiği için kendisini borçlu sanarak odeme yapmıştır. Oysa, Bornova 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2001/1347 - 711 sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davacının olayda kusursuz olduğu tesbit edilmistir. O halde, davacının kusursuz olduğu da dikkate alınmak suretiyle, borcun eda anında mevcut olmadığı kabul edilmelidir. Maddedeki hata unsurundan amac ise, iradenin hata sebebiyle bozulması değil, aksine borcun sebebinın yoklugudur. Sebebin bulunmaması ( borcun bulunmaması ) hata unsurunun varlığı için yeterli olup, nedensiz zenginleşmede, yasanın öngördüğü unsurların nitelikleri özellikle hata unsurunun yukarıda açıklandığı şekilde ele alınması gerektiği, gerek hukuk öğretisinde ve gerekse uygulamada kesin ve tartışmasız olarak kabul edilmektedir. ( Bakınız S.Reisoğlu, Sebebsiz İktisap Davasının Genel Şartları, Ankara 1961, Sh. 146-165 ve dip notlarda gösterilen kaynaklar ). Bu itibarla mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların gösterecekleri deliller toplanılıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.