Mesajı Okuyun
Old 06-10-2006, 00:40   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Evlilik birliği içinde doğan çocukla, evlenme bağıtı olmadan yalnız bir anne tarafından dünyaya getirilen ve anne tarafından büyütülen çocuklar...

İkisi arasındaki farklar, ülkemizde, bir münazara konusu bile olabilir.

İkisi de birer örnektir ve her iki örneğin de sayısız türevleri vardır.

Her anne babayla büyüyen çocuk mutlu/başarılı/özgüvenli ve her babasız (veya annesiz) büyüyen çocuk ise eksik, mutsuz ve başarısızdır gibi bir önerme ise akıl dışıdır.

"Çocuklar evlilik birliği içinde ve mutlaka anne baba ile birlikte büyümelidir!" şeklinde bir çıkış, bir görüş değil, bilinenin, kabul görenin dayatmasıdır. Aynı şekilde, "Her kadın evlenmeksizin çocuk sahibi olup,onu kendisi yetiştirmelidir, annelik duygusunu tatmin edebilmelidir!" de bir görüş olamaz. Bu da bir dayatma olur.

Tek ebeveynle büyüyen, büyütülen çocuk, çoğunluğun arasında azınlık kimliğiyle ezilebilir, duygusal arazları olabilir , yahut bir çocuğu büyütüp yetiştirmek, tek ebeveyn için ağır bir sorumluluk olabilir, yorucu olur vb. noktalardaki eleştiriler anlaşılabilir. Çünkü arkalarına hiç bir toplumsal dayatmayı almayan, objektif, nesnel arayışları içerirler.

Elbette kimseyi değiştirmek mümkün değildir. Kişi,ancak kendisi isterse diğer pencerelerin de farkına varabilir, hatta yine eğer, seçimlerinin kendine mi ait , yoksa öğretiye mi ait olduğu noktasına dek ilerleyebilirse, yegane doğru dediği durumlarda bile seçenekler ve seçme hakkı olduğunu ayrımsayarak, hangisinin kendisi için doğru olduğunun kararını, bizzat kendisi verebilme noktasına gelebilir.

Asliye Hukuk Mahkemelerinin duruşma salonlarından, nüfus kayıtları değişerek çıkan , yüreklerinde kendileri, sinelerinde bebekleri ağlayan kadınların, yazgı denene bir gün böylesine dik ve ağırbaşlı karşı çıkabilmelerinin arkasında yatan tarihi, hor görmek değil, belki de alkışlamak gerekir.

Saygılarımla...