Mesajı Okuyun
Old 17-06-2008, 17:04   #2
Av. Nurten Kozan

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Kira sözleşmesinde, kefil sadece sözleşme süresi kadar sorumludur. Yani 1 yıllık sözleşme yapılmış ise, kefilin sorumluluğu 1 yılın sonunda sona erer. Kira sözleşmesinin devam etmesi, kefaletin devamını sağlamaz. Kefilliğin devamı hususunda, kefilin ayrıca ve açıkça beyanı ve sonraki yıllarda ödenecek kira miktarının belirli olması gerekir. Aşağıdaki örnek karar sanırım size yardımcı olacaktır.
Kolaylıklar dilerim.


YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
Tarih: 13.11.1996 Esas: 1996/12-589 Karar: 1996/760

İtirazın Kaldırılması - Kira Sözleşmesindeki Kefilin Sorumluluğunun Kira Süresi ile Sınırlı Olduğu


Özet:Kira sözleşmesindeki kefil, kira süresi ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Sözleşmenin yenilenmesi halinde kefaletin devam edeceğine ilişkin beyan kira miktarı muayyen olmadığından geçerli değildir. İtirazın kaldırılması davasının bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Bu hususlar göz önünde bulundurulmadan hüküm tesisi bozmayı gerektirir.




- 818 sayılı BORÇLAR KANUNU m.483,484



Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8. İcra Tetkik Mercii Hakimliği`nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.9.1994 gün ve 1994/181-567 sayılı kararın incelenmesi borçlu davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi`nin 21.11.1994 gün ve 1994/14488-14619 sayılı ilamı ile; (... 1- Tarafların iddia ve savunmalarına toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçeye göre borçlulardan A.K. vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Alacaklı ile borçlulardan A.K. arasındaki kira sözleşmesi 1.1.1993 başlangıç tarihli ve 1 yıl sürelidir. Borçlular A.Ü. ve S.B. sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamışlardır. Sorumlulukları kira süresi ile sınırlıdır. Sözleşmenin 11. maddesinde adı geçenlerin sözleşmenin yenilenmesi halinde kefaletin devam edeceklerine ilişkin beyan kira miktara gayrimuayyen olduğundan geçerli değildir. Bu itibarla borçluların 1993 yılı Aralık ayına ilişkin itirazlarının kaldırılmasına, fazlaya yönelik talebin reddine, karar verilmek gerekirken alacağın tamamını kapsar şekilde itirazın kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Borçlu, Davalılar Vekili
Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Borçlu-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK`nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.11.1996 gününde, oybirliği ile karar verildi.




Yargı Dünyası, 2008
http://www.yargidunyasi.com.tr/