Bu sorunuza verilecek yanıt, okuduğunuz okula ve hocalarınıza göre değişecektir. Belli bir okul ve hoca ismi vermek yerine genel özellikler dikkate alınarak şu açıklamalarda bulunulabilir:

Eğer sınıfınızda en az 200 kişi ders dinliyor, hocanız da notlarını okumaktan başka bir şey yapmıyorsa derse girmenize lüzum yoktur. Hocanızın soru kabul etmemesi durumunda derse girmek zaman kaybından başka bir şey olmayacaktır. Ancak notlarına güvendiğiniz arkadaşlarınız olmalı. bu arkadaşları edinmek için de belli bir süre okula gitmelisiniz.

Pratik dersleri bence muhakkak takip etmelisiniz. Ancak pratik derslerin nasıl işlendiği de önemli. Bu dersi işleyen hocanız sadece elindeki anahtarı açıklıyor ve başka soru kabul etmiyorsa, yeni olasılıklar yaratıp farklı öğrencilere söz vererek tartışma ortamı oluşturmuyorsa bu derse de girmek ne kadar faydalı olacaktır tartışılır.

Bunun dışında, bazı fakülteler az öğrenciyle eğitim yapmakta; öğrencilerin başarısı sınavlardan başka ödevler ve sunumlarla değerlendirilmektedir. Bu fakültelerde derslere katılmadan sınavlarda başarılı olmak, hayal olmaktan öte anlam taşımamaktadır.

Şunu da ifade edeyim: Para kazanmak zorunda olmayan öğrencilerin derslere katılmamak için binbir gerekçe göstermelerini yadırgıyorum. Birkaç yıl önce metroda İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okuyan bir öğrenciyle tanıştım. Bu arkadaş, cep telefonuyla bir arkadaşından sınav öncesi tüyo almaya çalışıyordu. gülümseyerek izlemeye başladım. Sohbetin ilerleyen bölümlerinde sıra İcra Hukuku'na geldi. Bu arkadaş hocanın ismini bile bilmediğini söyledi. Artık dayanamadım ve sohbetin bitmesini bekledim. Kısa bir sohbetten sonra ona bunca senedir derslerden nasıl başarılı olduğunu sordum. Fotokopi merkezlerinden aldığı notlarla bütün dersleri verdiğini söyledi.

Çoğu hocamız fotokopi merkezlerinin varlığına karşı çıkıyor. Haklılar. Fikri haklara saldırı söz konusu. Hocanın notları satılıyor. Sınav notları satılıyor. Öğrenciler de bu notları ezberleyip sınavları geçiyorlar. Kitap okumadan, yüz sayfayı bile bulmayan notları okuyarak mezun olan hukukçulardan da kalite bekleniyor.

Bunun sorumlusu kim? Öğrencilerin bilinçli olmasını bekliyoruz. Peki bu bilinci onlara kim verecek? Onları devamlı aşağılayan hocalar mı? Yıllardan beri aynı notlardan ders anlatan, farklılık yaratmayan, güncel gelişmeleri aktarmayan ve aynı soruları sormaktan çekinmeyip yeni sorular oluşturmak için çabalamayan ve sonuçta bu düzenin bu şekilde devam etmesinde büyük rol sahibi olan hocaların hiç mi sorumluluğu yok?

Hocalar öğrencilere örnek olmalılar. Onları motive etmeliler. Aksi halde, bu forumun konusu olan yukarıdaki sorulara benzer garip sorular paylaşılmaya devam edilecektir. Sorusunu paylaşan arkadaşı suçlayamıyorum. O, gördüğünü soruyor.