Mesajı Okuyun
Old 29-12-2006, 12:02   #25
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
1.Dava esas defteri incelenmesi için dilekçe zorunlumudur?
2.Bir vekaletname olmadan avukatın dosya inceleme yetkisi olmasına karşın ESAS DEFTERİ İNCELEMEDE verilen dilekçede sanık ismi, dosya esas no su belirtilmesi zorunlumudur?
3.Bir avukat tarafından böyle bir dilekçe verildiğini varsaysak bile(ki olayımızda verilmiştir) bu istem reddedilebilir mi?
4.Yargıcın RET gerekçesinde belirttiği İSTEMİN İYİNİYETLİ OLMAMASI GEREKÇESİNİ bir hukukçu olarak nasıl açıklayabiliriz?


Değerli üstadım Adil Giray Çelik,

Yanıtlanmasını istediğiniz yukarıda yazılı dört sorudan ilk üçünün yanıtı HAYIR olmalıdır. Hayır yanıtının gerekçesi ise, Avukatlık Yasasının yukarıda bir başka meslektaşımca anımsatılan hükmüdür.

Avukat, yalnızca "örnek almak istediği" takdirde vekaletname ibraz etmekle mükelleftir. Bunun dışında, dosyaları sınırsızca incelemek, notlar almak hak ve yetkisine sahiptir. Aksi söz konusu olsaydı, hak arama hürriyeti de kısıtlanmış olmaz mıydı?

Dördüncü sorunuza ise verilecek bir yanıt bulamadım. Olayın tarafları olan yargıç ve avukat meslektaşımızın bu forumu izlediğini belirtmişsiniz. Forum mesajlarımı bilen varsa, yargıçlara saygımın sonsuz olduğunu, özellikle ve de öncelikle makama duyduğum saygı ve verilmesi gerektiğine inandığım itibarın sınırı olmadığına inandığımı bilirler. Yargıçlar adalet yolculuğunda hükmü veren olmak ayrıcalığıyla taçlandırılmıştır.


Bu yolculuk sırasında, aynı yolu avukatlar da yürür. Kanımca iki mesleği birbirinden ayıran iki ana fark vardır. Birisi yargıcın soyut, avukatınsa somut çaba ve arayışıdır. Diğer bir deyişle avukatın bireyi temsil etmesi, yargıcın ise adaleti temsil etmesidir. Diğer ana fark da, hükmü verenin yargıç olmasıdır.Ki işte bu noktada, adalet arayışında yargıcın önemi eni konu belirginleşir.

Soyut adalet, somut temsilin hak arama yolunda önünü keserse, en büyük zararı önce kendine, temsil ettiği kavrama verir.

Temsilde adaleti sağlamak da, bu noktada kanunun uygulayıcısına, yani hükmü verene düşmektedir.

Saygılarımla...