Mesajı Okuyun
Old 13-03-2008, 18:30   #3
mylassos

 
Varsayılan

T.C.

DANIŞTAY

7. DAİRE

E. 1996/3106

K. 1997/4444

T. 2.12.1997

� TEMYİZ SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRAKİ TEMYİZ TALEBİNİN REDDİ KARARI ( Bu Karara Karşı Temyiz )

� TEMYİZİN REDDİ KARARININ TEMYİZİ ( Temyiz Süresi Geçirildikten Sonra Yapılan Temyizde )

2577/m.48

ÖZET : Temyizin yasal süresi geçtikten sonra kararı veren mahkemenin ya da ilk derece mahkemesi olarak bakan danıştayın temyiz istemi red kararlarına karşı yedi gün içinde temyiz yoluna gidilebilir. bu istem danıştayda incelenir.
İstemin Özeti: ... Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğünde tescilli 5.9.1986 tarih ve 167 sayılı beyanname muhteviyatı eşyalar nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen ek gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline dair İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 16.11.1995 gün ve E: 1995/539; K: 1995/1961 sayılı kararına vaki temyiz başvurusunu süresinde olmadığından bahisle reddeden İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 1.02.1996 gün ve E: 1995/539; K: 1996/28 sayılı kararının bozulması istemiyle yapılan temyiz başvurusunu; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca, temyiz isteminin reddine dair kararlara karşı yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği hükme bağlandığından, olayda yedi günlük süre geçirildikten sonra yapılan başvurunun süresinde olmadığı gerekçesiyle reddeden İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 12.4.1996 gün ve E: 1995/539; K: 1996/189 sayılı kararının; her iki temyiz başvurusunun da süresinde yapıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi K.B.`nin Düşüncesi: Uyuşmazlık, yükümlü şirketçe yapılan temyiz başvurusunun otuz günlük yasal süresinde olmadığından bahisle reddi yolunda verilen mahkeme kararına vaki temyiz başvurusunun, 2577 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin 6 ncı fıkrasında öngörülen yedi günlük süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle reddedilmesinden doğmuştur.
2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının, başka kanunlarda hüküm bulunsa dahi Danıştayda temyiz edilebileceği; 48 inci maddesinin 6 ncı fıkrasında da, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde, kararı veren mahkeme veya ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin temyiz isteminin reddine karar vereceği, mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere, 2577 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin 6 ncı fıkrası hükmü ile ilgililere, idare ve vergi mahkemelerince temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle reddi yolunda verilen "nihai" kararlara karşı temyiz başvurusu tanınması, nihai kararların Danıştay nezdinde temyiz edilebileceği ilkesinin doğal bir sonucudur. Yedi günlük süresi ile sınırlı tutulan bu temyiz başvurusunun, esas karara vaki temyiz isteminin süreden reddine karar veren mahkeme veya Danıştay dairesince incelenebileceğinin kabulü bu ilkeye ters düşeceği gibi, ilgililere Anayasa ve yasalarla tanınan hak arama özgürlüğünün kısıtlanmasına da yol açabileceği kuşkusuzdur.
Bu nedenle olayda, temyiz isteminin süreden reddine dair karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine dosyanın tekemmülü sağlanarak Danıştaya gönderilmesi gerekirken, temyiz isteminin yedi günlük süresinde olmadığından bahisle reddi yolunda tesis edilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı A.P.`nin Düşüncesi: ... Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 5.9.1986 tarih ve 167 sayılı beyanname ile ithal edilen eşya nedeniyle salınan ek gümrük vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini iptal eden İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 16.11.1995 tarih ve K: 1995- 1961 sayılı kararının bozulması talebiyle vaki temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine dair aynı mahkemenin 1.2.1996 tarih ve K: 1996-28 sayılı kararının da temyizi üzerine süre aşımından reddi yolundaki aynı mahkemenin 12.4.1996 tarih ve K: 1996/189 sayılı kararının bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48. maddesinin 6. bendinde, "... Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde de kararı veren mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi temyiz isteminin reddine karar verir. Mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararları ile bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir" hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden temyiz isteminin süreden reddine ilişkin mahkeme kararının 5.3.1996 tarihinde tebliğ edildiği, anılan karara karşı ise 7.03.1996 tarihinde temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmış olup, yukarıda açıklanan madde hükmü karşısında süresinde yapılan bu başvuru üzerine mahkemece dosyanın tekemmül ettirilmesi suretiyle temyiz talebinin incelenmesi gerekirken, temyiz isteminin süre aşımından reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz talebinin kabulü ile İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 12.4.1996 tarih ve K: 1996-189 sayılı kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket adına tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline dair İstanbul 5. Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun aynı mahkemece süresinde olmadığından bahisle reddi üzerine, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun da yine aynı mahkemece süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay`da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48 inci maddesinin 6 ncı fıkrasında da, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde, kararı veren mahkeme veya ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin temyiz isteminin reddine karar vereceği, mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği hükme bağlanmıştır. Kanunda, bu kabil temyiz başvurularının da mahkemece süresinde olup olmadığı yönünden incelenebileceği yolunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, "esas" karara karşı yapılacak başvuruların süre yönünden mahkemece de incelenebileceği yolundaki hükmün, kıyasen bu aşamada da uygulanması mümkün değildir.
Zira, aksi halin kabulü, nihai kararlara karşı başvuru yollarına gitmek bakımından ilgililere Anayasa ve yasalarla tanınan hakkın ihlaline neden olabileceği gibi, idare ve vergi mahkemelerince verilen nihai kararların, şartları mevcut olduğu halde, Danıştay`ın temyiz incelemesinden geçirilmeden kesinleşmesi sonucunu da doğurabilecektir.
Bu itibarla, İstanbul 5. Vergi Mahkemesince verilen, temyiz isteminin süreden reddine dair karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine mahkemece, dosyanın tekemmülü sağlanarak Danıştay`a gönderilmesi gerekirken, vaki temyiz isteminin süresinde olmadığından bahisle reddinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının BOZULMASINA, 2.12.1997 gününde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
AYRIŞIK OY
Olayda; davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline ilişkin vergi mahkemesi kararına vaki davalı idare temyizi aynı mahkemece süre aşımı sebebiyle reddedldikten sonra, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun da aynı nedenle reddine karar verilmiş olup; dosyada bu kararın temyizen incelenmesi istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48 inci maddesinin 6 ncı fıkrasının üçüncü cümlesinde, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde, kararı veren mahkemenin, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; son cümlesinde de, bu kararlara karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği açıklanmıştır.
Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere; ilk derece idari yargı yerlerinin, gerek dava hakkında vermiş oldukları kararlara ve gerekse bu kararlar dolayısıyla yapılan temyiz başvurularının süre aşımı nedeniyle reddine dair kararlarına karşı temyiz başvurusunda bulunabilme olanağı mevcuttur. Şu farkla ki, dava hakkında verilen kararlara vaki temyiz başvuruları, genel temyiz süresine tabi oldukları halde; bu başvuruların süresinde yapılmadıkları gerekçesiyle verilen temyiz başvurusunun reddine dair kararlara karşı yedi günlük özel temyiz süresi tanınmıştır.
Temyiz başvurusunun süre aşımı sebebiyle reddine dair kararlara karşı tanınan yedi günlük temyiz süresi içerisinde yapılan başvuruların tekemmül ettirilerek temyiz merciine gönderileceği tabiidir. Bu sürenin geçirilmesi halinde ise, bu konudaki kararın yine aynı mahkemece verilmesi, maddede yer alan düzenlemenin doğal sonucudur. Her ne kadar, düzenlemede bu konuda ayrıca açıklama yapılmamışsa da; temyiz başvurusunun süre aşımı sebebiyle reddine dair kararın bir ilk derece mahkemesi kararı ve bu karara karşı açıklanan şekilde yapılan başvurunun da temyiz başvurusu olması ve temyiz başvurularının, dilekçenin şekli, başvurunun süresi, harç ve giderleri bakımından incelemeye tabi tutulması konusunda, ilk derece yargı yerlerine genel yetki tanınmış bulunması karşısında bu tür bir açıklamanın kanun yapma tekniğine uygun düşmeyeceği kuşkusuzdur.
Açıklanan bu nedenle, temyiz başvurusunun esasının incelenerek karar verilmesi gerekeceği oyu ile temyiz başvurusu süre aşımı sebebiyle reddine dair kararlara vaki temyiz başvurularının yedi günlük süre içerisinde yapılıp yapılmadığının ilk derece mahkemesinde incelenemeyeceği gerekçesiyle verilen çoğunluk kararına karşıyım.