Mesajı Okuyun
Old 04-04-2007, 00:19   #2
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Sayın Ünal; bu konuda Yargıtay'ın da belirttiğiniz çelişkiye iyice dikkat çeken bir kararı mevcut maalesef...Bolu ve Bingöl'de yaralamalı 2 motosiklet kazası söz konusu oluyor ve yaralılar şikayetçi oladığından dava 'taksirle tehlikeli araç kullanmak'tan açılıyor. Sonuç:Arz ettiğiniz nedenle onanmış bir beraat kararı

Ancak ayrıca;
"Her kara yolu kazasının bu bölümde belirtilen suçların kapsamına girmesini istemeyen yasa koyucu bu iradesi göstermek amacıyla, trafik güvenliğinin taksirle tehlikeye sokulmasını düzenleyen 180. maddeye kara yolu ulaşımını özellikle koymamış ve böylece taksire dayalı kazaların bu bölüme göre soruşturma konusu kapsamına girmesi engellenmiştir. Kara yolunda meydana gelen kaza sonucunda yani failin taksirli hareketi ile trafik güvenliği tehlikeye düşmüş ise suç oluşmayacaktır. Zira 179/2 de yer alan suç kasıtlı bir suçtur ve taksirle işlenmesi hali 180. maddede sayılmıştır ve 180. maddede kara yolu trafiği düzenlenmemiştir. Böylece kara yolunda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazalarının önemli bir bölümünün suç olmaktan çıkarılması ve adliyelerin iş yükünde bir azalma olması istenmiştir. Kaza sonucunda bir yaralanma veya ölüm var ise zaten ortada bir zarar suçu olduğundan, ölüm ve yaralamaya ilişkin hükümler uygulama yeri bulacaktır.

Bu anlamda;

-Yolda giden iki aracın takip mesafesini dikkate almaması nedeniyle çarpışmaları,

-Dönüş kurallarına dikkat edilmemesi nedeniyle kazanın meydana gelmesi,

-Trafik ışık ve işaretleri aykırı bir biçimde araç kullanılması

gibi hallerde bir kaza olsa da olmasa da, meydana gelen kazada yaralanan ve/veya ölen kişiler olsa da olmasa da 179/2 uygulanmaz. Sadece maddi hasarlı bir trafik kazası oluşmuş ise ortada bir suç yoktur ve mağdur failden tazminat talep edebilir. Trafik Kanundan kaynaklanan idari para cezaları saklıdır.

Bununla birlikte;

-Bağdat caddesinde iki aracın yarış yapması ve bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye düşürmesi,

-Otoyolda bulunan tünellere tehlikeli yük taşıyan araçların girmesi yasak olmasına rağmen bir tankerin bu şekildeki yükü ile tünele girmesi,

-Taşıdığı akaryakıt veya sıvı yağın delinen depodan akıp yola dökülmesi sonucunda yolun kayganlaşması,

-Sahibinin bakım ve teknik kontrollerini ihmal ettiği kamyonun kırılan aks ve dingilinden fırlayan tekerleklerin yoldan geçen araçlar için tehlike oluşturması,

gibi durumlarda failin bu eylemi nedeniyle bir kaza olması bile, trafik güvenliği tehlikeye düşeceğinden eylem 179/2 olacaktır. Yani halk arasındaki deyimle “facianın eşiğinden dönüldü, büyük tehlike atlatıldı” gibi durumlar söz konusu ise somut tehlike suçu vardır.

Kısaca söylemek gerekir ise; 179/2 de yer alan suçun oluşabilmesi için bir kazanın meydana gelmesi gerekli olmadığı gibi, bir trafik kazası meydana gelse bile 179/2 de yer alan suç oluşmayabilecektir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 83. maddesinin bu suç açısından bir etkisi de yoktur. Zira, maddi hasarlı basit bir trafik kazası olduğunda mağdur şikayetçi olsa da olmasa da 179/2 de yer alan suç oluşmayacağından şikayetin önemi yoktur. Eğer fail eylemi ile trafik güvenliğini tehlikeye sokmuş ise ve tehlike sonucunda bir kaza da olmuş ise artık mağdurun şikayetçi olmaması da sonucu değiştirmeyecektir. Zira, 179/2 de yer alan suç genel tehlike suçu olarak düzenlenmiş olup şikayet şartına bağlı tutulmamıştır. Bu suçun mağdurunun somut bir kişi olmaması nedeniyle şikayet şartına bağlı tutulması da beklenebilir bir durum değildir. 2918 sayılı KTK nun 83. maddesi TCK nun 565. maddesine atıf yapmakta olup belirtildiği gibi 565. maddenin yeni yasada karşılığı yoktur. Bu nedenle 565. madde şikayet yoksa uygulanamaz şeklindeki KTK hükmünün de anlamı yeni düzenleme karşısında anlamını kaybetmiştir." -Murat Aydın (Adana Hakimi)

Saygılarımla...