Mesajı Okuyun
Old 23-05-2007, 00:16   #3
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Sayın Kocabaş'ın yanıtlarına aynen katılıyorum. Ayrıca şunu ifade etmekte yarar görüyorum. Mesajınızda davaya konu ettiğiniz kısım haricinde kalan kısma sahip diğer paydaşların mirasçı dahi olmadığından bahis etmişsiniz. Ancak bahsini ettiğiniz eğer ortaklığın giderilmesi davası ise taşınmazın aynına ilişkin olduğundan; paydaşlar arasındaki hukuki ilişkinin hiçbir önemi yoktur ve tapuda malik olarak görünen her kişinin davaya dahil edilmesi ve bu şekilde taraf teşkili sağlanması zorunludur. Aşağıdaki karar da bu yöndedir.

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 1998/3251
Karar: 1998/3254
Karar Tarihi: 20.04.1998
Ortaklığın giderilmesi davalarının özelliği nedeniyle tapu paydaşları sağ iseler kendilerinin, ölmüşlerse ibraz ettirilecek veraset ilamı ile belirlenecek mirasçılarının davada taraf olmalarının sağlanması, böylece taraf teşkili zorunludur.

Ancak mesajınızda sıkça mirastan bahsetmeniz nedeniyle aklıma takılan bir husus var. Acaba bahsini ettiğiniz taksim, TMK 642. maddesi uyarınca öngörülen miras kalan taşınmazın taksimi mi? Yine mesajınızda dikkatimi çeken bir diğer husus ta satış aşamasına gelindiğinden bahis etmişsiniz. Ayrıca anladığım kadarıyla söz konusu taşınmazın paylara bölünmesi mümkün değil.

Kısacası anladığım kadarıyla yorumlamam gerekir ise; miras kalan bir taşınmazın paylara bölüşülmesi söz konusu ise; eğer taşınmazın aynen taksimi mümkün değil ise taşınmazın satılması ve bedelin mirasçılar arasında payları oranında paylaştırılması suretiyle taksim gerçekleştirilebilecektir. Ancak somut olayda taşınmaz tümü ile murise ait değil. Bu nedenle de davaya konu taşınmaz ortaklığın satış suretiyle giderilmesi hükümlerine tabi olacaktır. Bu şeklinde de yine taşınmaz üzerindeki mülkiyet elbirliği ile mülkiyet şeklinde olduğundan; tapuda malik olarak görünen her kişinin davaya dahil edilmesi mecburidir.

Kısacası 7 yıllık bir yargılama neticesi henüz davada taraf teşkilinin sağlanmamış olması; kanunen getirilmiş olan bu emredici hükme bir istisna olunabileceği anlamını taşımamaktadır. Yani netice itibariyle her halukarda taşınmaza malik olan herkes davaya dahil edilmelidir.

Sanırım miras malının taksimi sözkonusu olduğu için aklınız karışmış. Ancak biraz karışık bir yorum yapmış olsam da; netice itibariyle evet tüm malikleri davaya dahil etmeniz ve bu şekilde taraf teşkilini sağlamanız kanunun amir hükmü gereğidir.

Saygılarımla..