Mesajı Okuyun
Old 23-12-2006, 11:52   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

En temel hak, yaşama hakkıdır. Yaşama hakkı, insan hakkıdır.

Sözleşmenin borcun ödenememesi haline yönelik şartı mutlak butlanla batıldır. Şartın ifası halinde, tacir ölecektir.

Portio'nun savunması zekice bir akıl yürütmesinden ibarettir. Hukuk çerçevesinde gerçek bir savunma değildir. ( Ve az da olsa, hatırladığım bir fıkraya benzemektedir: "Müvekkilinin maktülü öldürmediğini, maktülün maktül olmadığını, hala yaşıyor olduğunu iddia eden avukatın "işte bakın şimdi duruşma salonundan içeri girecek" dediği anda sanık müvekkili dışında herkesin kapıya baktığı fıkra ) Çünkü hukuk yalnızca kanunun lafzından ibaret değildir, lafzın gerekçesi, maddenin konuluş amacı da önemlidir.

Kanunun lafzında soru işaretleri oluştuğunda, yani boşluk bulunduğunda, yorum yaparız. Birden çok yorum metodu sayılabilir, gai yorum, lafzi yorum , serbest yorum, tarihi yorum vs.

Hukukumuzda en çok uygulama alanı bulan da lafzi ve gai yorumdur. Ancak öğretide hangi yoruma ağırlık, daha doğrusu öncelik verileceği tartışmalıdır. Medeni yasa kanunun "sözüyle ve özüyle (eski haliyle lafzıyla ve ruhuyla)" temas ettiği tüm konularda uygulanır der. Bu haliyle sözleşmedeki şart, kanuna uygun değildir. Çünkü hedeflenen bedenden yarım kilo ettir, kişinin ölümü hedeflenmemiş, iradeler açıkça bu yönde buluşmamıştır.

Borçlar yasasının ilk maddesi ise, iki tarafın rızalarını karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıkladıkları anda akit tamam olur der. Bu haliyle akit tamamdır. Ne ki, ikinci edimin gerçekleştirilmesi olanaksızdır. Ölüm gerçekleşmeden bedenden parça eksilmesi (buraya tarihsel yorumu bile katıp, o günün tıp ilmini de ekleyebiliriz) mümkün olmayacaktır.

Sn. Yılmaz'ın, Shakespeare'in eserleri sadece edebi anlamda incelenmeli yorumuna katılıyorum.

Ancak bolca düşünmeye sevkedecek, bunu yaparken hukuk mantığını geliştirecek nitelikte bir soru soran ve yıllar sonra bana hukuk 1.sınıf sıralarını anımsatan öğretim görevlisini de kutluyorum.

Saygılarımla...