Mesajı Okuyun
Old 16-05-2011, 13:51   #3
kezzy

 
Varsayılan

.
Alıntı:
3. Hukuk Dairesi 2005/7582 E.N , 2005/9111 K.N.

İlgili Kavramlar

CEBRİ İCRA YOLUYLA SATIŞ
ECRİMİSİL

Özet
İİK.NUN 134. MADDESİNE GÖRE, İCRA DAİRESİ TARAFINDAN TAŞINMAZ KENDİSİNE İHALE EDİLEN ALICI, İHALE ANINDA O GAYRİMENKULUN MÜLKİYETİNİ İKTİSAP EDER. İHALE İLE MÜLKİYETİ KAZANAN ALICI, KURAL OLARAK TAŞINMAZIN NEFİ VE HASARINI DA ÜSTLENMİŞ OLUR. BU DURUMDA ALICI MALİK SIFATI İLE TAŞINMAZI İŞGAL EDEN ŞAHSIN TAHLİYESİNİ İSTEYEBİLECEĞİ GİBİ, FUZULİ ŞAGİL ALEYHİNE ECRİMİSİL İSTEMİYLE DAVA DA AÇABİLİR. AÇILACAK BU DAVADA ECRİMİSİL, BORÇLUYA GÖNDERİLECEK İHTARIN TEBLİĞİNDEN 15 GÜN SONRA İSTENEBİLİR.

İHALENİN FESHİNİN İSTENMİŞ OLMASI HALİNDE İSE, BU KONUDAKİ DAVA SONUÇLANIP KESİNLEŞİNCEYE KADAR, İHALE YOLUYLA SATILAN TAŞINMAZ İCRA DAİRESİ TARAFINDAN MUHAFAZA VE İDARE EDİLİR.


İçtihat Metni

Dava dilekçesinde 1.200.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflar birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davada, cebri icra yoluyla açık artırmadan ihale suretiyle satın alınan taşınmazın (daire) haksız olarak işgali nedeniyle davalı (borçludan) ecrimisil istenilmiş; mahkemece, ihale suretiyle satın alma tarihinden itibaren 15 gün süreli ihtar tebliğ edilerek fuzuli şagilin tahliyesinin istenmediği icra marifetiyle de bu yönde bir talep gerçekleşmediği, davacının gönderdiği ihtara dayanılarak da ecrimisil istenilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

llK.nun 134. maddesinde, icra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcının ihale anında o gayrimenkulun mülkiyetini iktisap edeceğini belirtmiş olup, yerleşik yargı uygulaması da aynı yöndedir (Bkz. 24.6.1953 gün, 14/6 sayılı YİBK).

Böylece, ihale ile mülkiyeti kazanan alıcı, kural olarak taşınmazın nefi ve hasarını da üstenmiş olur (BK. md. 183). Bu durumda alıcı malik sıfatı ile taşınmazı işgal eden şahsın tahliyesini (İİK. md. 135/2 kapsamında) isteyebileceği gibi, fuzuli şagil aleyhine ecrimisil istemiyle dava da açabilir. Ancak açılacak bu davada ecrimisil, borçluya gönderilecek ihtarın tebliğinden 15 gün sonrası için istenebilecektir (Aynı mahiyette Bkz. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.9.99 gün, 9762 E. 9915 sayılı kararı).

Ancak, ihalenin feshi istenilmiş ise, bu konudaki dava sonuçlanıp ihale kesinleşinceye kadar, satılan taşınmaz icra dairesi tarafından muhafaza ve idare edilir (İİK. md. 134/1).

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davalının borcu nedeniyle davakonusu taşınmaz cebri icrada ihale yoluyla 26.9.2003 tarihinde davacıya satılmış ve bedeli 6.10.2003'te ödenmiştir. Ayrıca davacı 7.11.2003 tarihli; ecrimisil istemli ihtarnameyi 11.11.2003 tarihi itibariyle davalıya tebliğ etmiştir. Bu arada ihalenin feshi istemiyle 3.10.2003 tarihinde dava açılmıştır.

Bu durumda ecrimisil istemiyle açılan işbu davanın ihalenin feshi davasıyla HUMK. md. 45 kapsamında bağlantılı olduğu, ihalenin feshi hakkında verilecek karârın bu dava sonucunu mutlak etkileyeceği dikkate alınarak,

ihalenin feshi davasının bekletici sorun olarak kabulü yönünde işlem yapılması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Ayrıca, icra dairesinin muhafaza ve idare yetkisinin bulunması, ihaleyle malik olan şahsın ecrimisil hakkının doğmasına engel olarak kabul edilemez. Aksi takdirde icra dairesinin ihmal ya da kusuru sonucu ihtar tebliğ edilmeyen hallerde kötüniyetli şagilin haksız zenginleşmesine yol açılmış olur. Davada, ihaleyle malik olan şahıs 11.11.2003 tarihinde ecrimisil istemli ihtarı karşı tarafa tebliğ ettirdiğine göre bu tarihten 15 gün sonrasından başlamak üzere ecrimisil hesaplanarak hüküm altına alınması gerekir. Delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü iie hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.9.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.