Mesajı Okuyun
Old 19-06-2012, 15:17   #2
av.buğra

 
İnceleme

banka çalışanı tarafından yapılan soygun ile ilgili içtihat belki yardımcı olabilir.
ancak kasa muteviyatının ispatlanması sıkıntısı yaşanabilir. belki !... noter vasıtası ile tutanak dahilinde kasaya değerli eşya konulmuş ise ve soygundan sonra bu eşyalar yoksa, bankanın tazmin sorumluluğu her halukarda doğar,aşılması gereken kasa muhteviyatının ispatı ...iyi açlışmalar...
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E:2004/1586 - K:2004/11038

Esas no: 2004/1586 Karar no: 2004/11038 Tarih: 09.11.2004
  • TAZMİNAT DAVASI ( Kiralık Kasa Sözleşmesine Dayalı Olarak Kiralanan Kasanın Haksız Olarak Boşaltılması Nedeniyle )
  • KİRALIK KASA SÖZLEŞMESİ ( Bankanın Kiraladığı Kasanın İçi Yine Banka Çalışanınca Haksız Olarak Boşaltıldığından Bankanın Yardımcı Şahsın Fiilinden Sorumluluk Hükümleri Çerçevesinde Sorumlu Olması )
  • KASANIN İÇİNİN BOŞALTILMASI ( Bankanın Kiralamış Olduğu Kasanın Banka Çalışanınca Haksız Olarak Boşaltılması Halinde Bankanın Yardımcı Şahsın Fiilinden Sorumluluk Hükümleri Çerçevesinde Sorumlu Olması )
  • KUSURSUZ SORUMLULUK ( Kiralık Kasa Sözleşmesine Dayalı Olarak Kasanın Banka Çalışanınca Boşaltılmasından Bankanın Yardımcı Şahsın Fiilinden Sorumluluk Hükümleri Çerçevesinde Sorumlu Olması )
  • YARDIMCI ŞAHSIN FİİLİNDEN SORUMLULUK ( Bankanın Kiralamış Olduğu Kasanın Banka Çalışanınca Boşaltılması Halinde Bankanın D. Zarardan Sorumlu Olması )
HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU ( Banka Çalışanının Bankanın Üçüncü Şahsa Kiraladığı Kasanın İçini Boşaltması Halinde Verilen Zarardan ÖZET :
Davalı hakkında açılan ve mahkemece celp edilen ceza davasına ilişkin dosyada toplanan kanıtlar, gerekse sözleşme kurulduktan sonra davacının iki yıl boyunca kiralık kasaya hiç uğramamış olması, anahtar tesliminde görevli veznedar olan bu davalının olayın ortaya çıkmasından kısa bir süre önce emekli olması, giderken de bankaya uydurma bir adres bildirmesi ve sonuçta üç yıla yakın sürece bulunamaması hep birlikte değerlendirildiğinde, davalıların sorumlu olduklarının kabulü gerekir. Mahkemece, davalı bankanın yardımcı kişi çalıştırma hükümleri çerçevesinde ve diğer davalının haksız eylem sorumluluğu ilkelerince sorumlu olduklarının kabulü ile zarar miktarının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Balıkesir Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 11.12.2002 tarih ve 2002/33-2002/812 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi R.Ö.tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka ile 23.08.1995 tarihinde kiralık kasa sözleşmesi yaptıklarını ve kıymetli eşyasını kiralık kasaya koyduğunu, sözleşme gereği kendisine 2 adet kasanın sağ kilidinin anahtarının verildiğini, 15.8.1997 tarihinde bankaya geldiğinde anahtarlarından birinin kasayı açmadığını, diğer sağ kilit anahtarı ile kasayı açtığında kasanın boş olduğunu gördüğünü, müvekkiline iki anahtardan birinin doğru, diğerinin bir başka kasanın anahtarı olarak verildiğini, diğer anahtarın da bankada alıkonulduğu ve bu anahtarla kasanın açılarak içinin boşaltıldığını, bankanın kiralayan sıfatıyla eşyanın korunmasında gereken özeni göstermediğini, diğer davalının ise veznedar ve kasa görevlisi sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek, 2.500.000.000.-TL.nın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, anahtarların usulüne uygun olarak denerek davacıya verildiğini, denemeden almış ise, kendisinin kusurlu olduğunu, sözleşme uyarınca sözleşmeyi imzaladığı anda kiralık kasanın anahtarını teslim aldığını beyan ettiğini, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, kasanın davacıya teslim edilen anahtarlardan birisi ile kilitlendiğinin tartışmasız olduğu, anahtarlardan birinin işlevini yapmadığı davacı yanca iddia edilmiş ise de anahtarın işlevini yapıp yapmadığının sözleşme anında davacı tarafça kontrol edilmemiş olmasından sözleşmenin 5 nci maddesi uyarınca davalı bankanın sorumlu olmadığı, diğer anahtarın davalılarca alıkonulduğu ve davacıya işlevi olmayan anahtar verildiğini davacı iddia etmiş ise de bu iddianın kanıtlanamadığı, davacının kendisine düşen özeni göstermediğinden iyi niyetli sayılamayacağı, BK.nun 264 ncü maddesi karşısında davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle, reddine karar verilmiş, karar Dairemizce bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kiralık kasa sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle, davalıların sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa somut olayda, sözleşme yapıldıktan sonra, davalılardan banka görevlisi tarafından davacıya anahtar teslim edilirken, kendisine verilmesi gereken iki anahtardan birinin, farklı bir başka anahtar verilmek suretiyle, bu davalıda saklı tutulduğu iddia edilmektedir. Bu hususta gerek bu davalı hakkında açılan ve mahkemece celp edilen ceza davasına ilişkin dosyada toplanan kanıtlar, gerekse sözleşme kurulduktan sonra davacının iki yıl boyunca kiralık kasaya hiç uğramamış olması, anahtar tesliminde görevli veznedar olan bu davalının olayın ortaya çıkmasından kısa bir süre önce emekli olması, giderken de bankaya uydurma bir adres bildirmesi ve sonuçta üç yıla yakın sürece bulunamaması hep birlikte değerlendirildiğinde, davalıların sorumlu olduklarının kabulü gerekir. O halde mahkemece, davalı bankanın BK.nun 100 ncü maddesi hükmüne dayalı olarak ve diğer davalının haksız eylem sorumluluğu ilkelerince sorumlu olduklarının kabulü ile gerektiğinde BK.nun 42 vd. maddeleri çerçevesinde, zarar miktarının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.