Mesajı Okuyun
Old 18-04-2011, 19:46   #8
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede her yıl %35 artış şartı var. Ancak taraflar 90'lı yılların başında yaptıkları sözleşmede bu artışa sadık kalmamışlar.

Kiracı kira parasını hep elden vermiş ve günümüz kira parasını ispatlayacak hiçbir yasal delil yok. Hiç bir zaman düzenli ödememiş vs..

Yine de bu artış şartı kira parasını "belirli" hale getirir ve kira tespit davasında ihtara gerek yoktur diyebilir miyiz?
Sözleşmede her yıl kiranın artacağına dair bir hüküm varsa, bundan sonraki yıllarda her ne olursa olsun artık kira tesbit davası açmak için önceden ihtar çekmeye gerek olmadığını düşünüyorum.

Zira 6 nolu mesajımda arz ettiğim üzere, Yargıtay'ın kiracılara artışa ilişkin ihtar çekilme şartını aramasının temeldeki nedeni kiracının miktarın artmayacağını güven duyarak 6570 md. 11'deki hakkını kullanmamış olması. Bir diğer deyişle, kira kontratında artışa ilişkin hiçbir hüküm yoksa, kiranın önümüzdeki yıl arttırılacağını da kiracıya ihtar etmemişseniz, Yargıtay diyor ki, "kiracı kiranın aynı kalacağını varsaydığı için sözleşmeyi yenileme hakkını kullanmıştır, kiranın artacağını bilseydi md.11'i işletebilirdi, o zaman bu yıl için artış isteyemezsiniz".

Ancak bu varsayım aşağıdaki durumların her ikisinde de geçersiz hale geliyor:
1- Kiracıya artış yapılacağına ilişkin ihtar çekilmesi
2- Kontratta kiranın HER YIL artacağına ilişkin bir madde olması.

Zira bu iki durumdan biri söz konusuysa, artık kiracının "ama ben kiranın artacağını bilmiyordum, bilsem belki kontratı yenilemezdim" deme şansı yok. Kontrat bu şartlar altında yenilenmişse, kiracı da önümüzdeki yıl artış olabileceğine vakıf demektir ve bu nedenle kira tesbit davası da ihtar çekilsin ya da çekilmesin dönem sonuna kadar HER ZAMAN açılabilir.

Dolayısıyla sorduğunuz soruda, sözleşmedeki şarta bağlı olarak kiracının her yıl artış olacağını zaten kabul ettiği gerçeğine dayanarak ihtar çekilmemiş olsa dahi kira tesbit davası açabileceğinizi düşünüyorum.

Halen ödenen kira bedelinin yazılı şekilde ispat edilememesi veya taraflar arasında tartışmalı olmasının açılacak bu davada -harca ilişkin usuli konular vs. istisna- fazlaca önemi olmayacağını düşünüyorum. Zira anladığım kadarıyla olayda son 4 yıldır açılmış bir kira tesbit davası yok, dolayısıyla zaten Mahkeme hak ve nısfet uygulaması için bilirkişiye gidecek ve mecurun boş olarak getireceği kira miktarını hesaplayarak yeni bedelin tesbitinde bunu esas alacak. Dolayısıyla halihazırda ödenen kiranın ispat edilmesi yeni bedelinin tesbitinde çok da önem ifade etmeyecek.

Ancak yine de konuyu mahkemeden önce çözümlemek ve davayı açarken tartışmasız hale dönüştürmek isterseniz, kiracıya bir ihtar keşide ederek bundan böyle ödeme yerinin X bankasındaki Y hesabı olacağının, buraya yapılmadığı sürece ödemelerin kabul edilmeyeceğinin ve temerrüt oluşturacağının altını çizerseniz, bir sonraki ay ödemeniz yazılı ve tartışmasız hale gelmiş olur (VEYA kiracı umursamazsa tesbit davasına ihtiyacınız kalmaz, zira temerrüde düşer)