Kişisel görüşüm bir devlet kurumun kimseye bu tip bir ayrıcalık tanımamasıdır. Netice de "maliyetine" bir imkan vermekten söz etsek bunu anlamak belki mümkün ama "bedava" zararına satış anlamına geliyor ki, bu zarar bu ülkenin vergi verenlerinin cebinden çıkıyor. Bir başka değişle asgari ücretle çalışan bir kişinin devlete ödediği vergi niçin avukatların ya da milletvekillerinin ya da doktorların kendi aralarında (veya verdiğiniz örnekte: nişanlılarıyla) bedava telefonla konuşması için harcanmalı? Doktorlar ya da avukatlar asgari ücretle çalışan kişilerden de daha mı muhtaç durumda, onların cebinden aldığımız bir parayla bu kişilere nişanlılarıyla bedava konuşma imkanı tanıyoruz?

AYCELL'in kamu menfaatlerini korumak gibi bir amacı varsa böyle bir imkanı görevle ilgili konuşmalar için getirebilir, bunu anlamak mümkün. Ama şahsi görüşmeler için getirilen bu imkan bana sorarsanız vergi ödeyenlerin paralarının ihtiacı olmayan birilerine haksız olarak aktarılmasından farklı değil. AYCELL'in bu davranışı karşısında aslında yöneticileri hakkında soruşturma açılmalıydı ancak onlar akıllık davranıp soruşturma açacak olanlara baştan bedava konuşma imkanı verip soruşturmayı da engellemiş görünüyorlar.

Ülkemizin acı gerçeğidir: Benzeri nitelikte özel şirketler Türkiyenin en büyük şirketleri arasına girip kar rekorları kırarken (Turkcell), aynı faaliyet konusunda bir kamu kuruluşu kurarsınız, sonra bu kamu kuruluşu ona buna menfaat sağlar, zarar rekorları kırar. Ondan sonra da zarar ediyor özelleştirmemiz lazım deyip, 3-5 kuruşa bir özel şirkete satarsınız. Her nasılsa özelleşen aynı şirket 2 sene sonra kar rekoru kırar. İşte bu cümledeki "her nasılsa"yı iyi analiz etmeliyiz diye düşünüyorum. Bana sorarsanız özelleşen AYCELL'de yeni yönetim ilk bu uygulamayı iptal ederdi.

Saygılarımla,