Mesajı Okuyun
Old 11-10-2016, 09:27   #80
Mehmet Mustafa ÖZÜNVER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Kübra Okan
ihlallerin hangi banka tarafından hangi tarihlerde yapıldığının ispatlanması gerektiğine katılmıyorum.

İlgili Rekabet Kurulu kararının sonuç ve gerekçe bölümünde şöyle bir ifade yer almakta:

"bankalar arasında GM’ler ve GMY’ler düzeyinde fiyat tespitine yönelik bir ortak plan oluşturulmuş, sonraki tarihlerde yapılan alt anlaşmalar ile de, sözü edilen ihlalin unsurlarının belirlenmesi ve uygulanması sağlanmıştır. Uzlaşmanın konusunun ve taraflarının zaman içerisinde değişiklik göstermesi yahut sözü edilen mutabakatlardan bazılarının uygulamaya konulamamış olması değinilen tespit bakımından önem arz etmemektedir. Belirtilen husustan hareketle, taraflar arasında gerçekleştirilen her bir anlaşma ve/veya uyumlu eylemin ayrı birer ihlal niteliği taşımadığı; taraflarca gerçekleştirilen mutabakatların, nihai amacı fiyat koordinasyonu olan bir uzlaşmanın unsurlarını oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Daha önce de belirtildiği üzere, söz konusu eylemlerin tek bir uzlaşma kapsamında değerlendirilmesi sebebiyle, soruşturmaya esas teşkil eden her bir delilin ihlalin bütün unsurlarına ilişkin bilgi içermesi yahut her bir delilin ispat gücünün eşdeğer olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira teşebbüsler arasında gerçekleşen her bir iletişim nihai tahlilde ortak planın unsurlarının oluşturulması ve uzlaşmanın sürdürülmesi amacına hizmet ettiğinden, ihlale ilişkin ispat standardı bakımından önem arz eden husus, delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ile ortaya çıkan sonuçtur."


Yine Danıştay'ın onama kararı da şu şekilde:

"Rekabet açısından önemli olduğunda kuşku bulunmayan geleceğe ilişkin fiyat ve maliyet gibi bilgilerin piyasada rekabet edilen başka bir teşebbüsle paylaşılmasında rekabeti ihlal edici bir amacın olduğu şüphesinin ortaya çıkacağı açıktır. Rekabete hassas bilgilerin paylaşımının belirli bir süreç dahilinde tekrarlanıyor olması da bu şüpheyi destekler ve bir anlaşmanın varlığını ortaya koyar niteliktedir. Ayrıca bilgi paylaşımının tekrar etmiyor olmasının, rekabete hassas bilgi paylaşımını rekabete aykırı bir anlaşma olmaktan çıkarmayacağı, bu durumun her somut olayın niteliğine göre ilgili mercilerce değerlendirileceği de açıktır."

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4/son maddesi de şu şekilde:

"Ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak koşuluyla taraflardan her biri uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir."

Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde bence bankanın, kredi çekilen tarihte bankalar arasındaki "centilmenlik anlaşması"na uygun davranmadığını ve kredi faiz oranınız serbestçe belirlediğini somut bir şekilde ortaya koyması gerekecektir. İspat yükü kanımca bankada olacaktır.

Rekabet Kurulunun inceleme ve disiplin ceza vermesi işlemleri dava usulünden tamamen farklı olup; ilgili bankaların eylemlerinin tek bir uzlaşma kapsamında değerlendirmesinin açılacak davalarda pek bir önemi olmadığı düşüncesindeyim. Örnek vererek ifade etmek gerekirse; ING Bank'ın centilmanlık anlaşmasına 2010 tarihinde dahil olduğunu düşünürsek, 2008 tarihinde ING Banktan konut kredisi çeken müşterinin zararından nasıl bahsedebiliriz. Rekabet tazminatı zararın 3 katını karşıladığından, zararın olmadığı yerde salt 2007-2011 tarihi aralığında kredi çekilmiş olmasını dava açma için yeter sebep görmek doğru değil diye düşünüyorum.

En sağlıklı hareketin Rekabet Kurulunun cevabından sonra olacağı düşüncesindeyim.