Mesajı Okuyun
Old 02-03-2007, 00:50   #5
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Herkes kendine yakışanı yapmış

Alıntı:
Yazan aqua
Av. E – Av. Y
DİSİPLİN KURULU KARAR ÖZETİ


I. Karara Konu Olay:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Bürosu tarafından 06.02.2001 tarih 1996/2330 H.M. sayılı yazı ile İstanbul Barosu Başkanlığı’na başvurularak,
“İstanbul Barosu avukatlarından E ve Y hakkında 2911 sayılı kanuna aykırılıktan İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2000/707 Esas sayısına kayıtlı,
Avukat Y hakkında 2911 sayılı kanuna aykırılıktan ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin .../... esas sayısına kayıtlı davalar bulunduğu tespit edilmiştir.
Adı geçenlerle ilgili disiplin soruşturması yapılarak sonucunun bakanlığa bildirilmesi” İstenmiştir.

II. Hukuki Süreç:

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu tarafından her iki mahkemeye müzekkere yazılarak dosyanın dava aşaması hakkında bilgi verilmesi, karar verilince kesinleşme şerhi içeren bir örneğinin gönderilmesi istenmiştir.

Soruşturma süresince Bakanlık Bürosu tarafından ortalama her ay disiplin işleminin aşaması hakkında bilgi istenmiştir.

01.11.2001 tarihli İstanbul Barosu Yönetim Kurulu toplantısında alınan karar uyarınca disiplin soruşturmasına Avukat X raportör olarak görevlendirilmiştir.

... Asliye Ceza Mahkemesi’nin .../.. Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde verilen ../../2001 tarih ve 2001/... Karar sayılı kararla; DSP il binası önünde yetkililerle görüşmek üzere toplanan sanıkların fiilinin 2911 sayılı yasaya muhalefet suçunu oluşturmadığından BERAATLERİNE karar verilmiştir. Karar 25.06.2001 tarihinde kesinleşmiştir.

.../../ 2002 tarihli İstanbul Barosu Yönetim Kurulu toplantısında yönetim kurulu değiştiğinden dolayı alınan karar uyarınca disiplin soruşturmasına Avukat XX raportör olarak görevlendirilmiştir. ... 7. Asliye Ceza dosyası sürmekte olduğundan, dosyada herhangi bir gelişme yaşanmamıştır.

../../2004 tarihli İstanbul Barosu Yönetim Kurulu toplantısında yönetim kurulu tekrar değiştiğinden dolayı alınan karar uyarınca disiplin soruşturmasına Avukat XXX raportör olarak görevlendirilmiştir.

... 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2000/... Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde verilen ../../2003 tarih ve .../... Karar sayılı kararla; ../../2000 tarihinde Hücre Tipi Cezaevlerini protesto amacıyla Sultanahmet Meydanı’nda izinsiz gösteri düzenlemek için toplanan, ancak güvenlik güçleri tarafından dağıtılan sanıkların 1’er yıl 6’şar ay HAPİS ve 91.260.000.-TL AĞIR PARA CEZASI ile cezalandırılmalarına karar verilmiş ve karar ERTELENMİŞTİR. Karar tüm sanıklarca temyiz edilmiştir.

Avukat XXX tarafından İstanbul Barosu Başkanlığı’na sunulan ../../2005 tarihli rapor ile özetle, Avukatlık Kanunu’nun 142. maddesi gereği disiplin kovuşturması hakkında bir yıl içinde ivedilikle karar verilmesi gerektiği, 140/2. maddede disiplin kovuşturmasının ceza davası sonuna kadar bekletileceği, disiplin soruşturmasının bekleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından bahisle şikayetli avukatlar hakkında DİSİPLİN KOVUŞTURMASI AÇILMASINA karar verilmesi talep edilmiştir.

../../2005 tarihli İstanbul Barosu Yönetim Kurulu toplantısında şikayetli avukatlar hakkında disiplin kovuşturması açılmasına, dosyanın disiplin kuruluna verilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.

../../2005 tarihli Disiplin Kovuşturmasına Başlama Tutanağı ile avukatlara karar örneği gönderilerek savunma istenmesine, Avukatlık Yasası’nın 140/2 fıkrasının 1. cümlesi uyarınca ceza davası sonucunun beklenmesine karar verilmiştir.

Yargıtay ... Ceza Dairesi’nin .../... Esas, 2006/... Karar sayılı ../../2006 tarihli kararı ile atılı suç oluşmadığından yerel mahkeme kararının BOZULMASINA karar verilmiştir.

... Asliye Ceza Mahkemesi tarafından bozma sonrası yeniden yapılan yargılamada verilen ../.. Esas, ../.. sayılı 28.09.2006 tarihli kararla “atılı suçun unsurları oluşmadığından sanıkların BERAATLERİNE karar verilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Bu olayla ilgili olarak polisin haksız müdahalesi ve toplantı gösteri özgürlüğünün ihlali ile ilgili olarak E. tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruda devletin mahkumiyetine karar verilmiştir.

Yine disiplin dosyasında bulunan İstanbul ... Asliye Ceza Mahkemesi ../.. Esas, 2002/... Karar sayılı ../../2002 tarihli kararda 18.03.2001 tarihinde ölüm oruçlarının 150. gününde Sultanahmet Meydanı’nda yapılan ve pek çok avukatın da gözaltına alındığı eylemle ilgili olarak:
“Yapılan toplantının basın açıklaması olup izin alınmasına gerek olmadığı, sanıkların kendilerine göre yapılan işlemlerin ve tasarrufların yanlış olduğunu düşünüp demokratik tepkilerini gösterdikleri, atılı suçun oluşmadığı dosya kapsamı ile anlaşıldığından sanıkların BERAATİNE karar verilmiştir.

Yargıtay ... Ceza Dairesi’nin ../../2006 tarih ve ../.. Esas, 2006/.. Karar sayılı kararı ile zamanaşımı nedeniyle davanın DÜŞÜRÜLMESİNE karar verilmiştir.

Tüm dosyalardan verilmiş olan beraat kararlarına rağmen, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu tarafından ../../2007 tarihinde bir avukatın vakarına yakışmayacak şekilde izinsiz olarak F tipi cezaevlerini protesto amacıyla basın açıklaması yapmak ve buna destek vermek nedeniyle Avukat E ve Avukat Y hakkında KINAMA CEZASI verilmiştir.

Kararın ayrıntılı metni şu şekildedir:
İstanbul Barosu Disiplin Kurulu’nun 2005/... nolu dosyasında ../../2007 tarihinde yapılan duruşmada:

“İncelenen karar ve tüm dosya kapsamından, her ne kadar dosyaya ibraz edilen kesinleşmiş karar örneğine göre yakınılan avukatların da içinde bulunduğu sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmişse de, yakınılan avukatların mahkumiyetlerine konu olacak suç tipinin şeklen 2911 sayılı kanunun 28/1 maddesine uymamasına rağmen yakınılan avukatların Avukatlık Meslek Etiği Kuralları ile bir avukatın vakarına yakışmayacak şekilde izinsiz olarak F tipi cezaevlerini protesto amacıyla basın açıklaması yapmak ve buna destek vermek için olay mahallinde bulundukları dosya kapsamından sabit olduğundan ve diğer bir yasal kurum olan emniyet güçleri tarafından dağıtıldıklarının yukarıda belirtilen ilamla sabit olması da nazara alınarak, eylemlerine uyan Avukatlık Kanunu’nun 34 ve 134. maddeleri ile TBB Meslek Kuraları 4,5. maddenin ilk cümlesi ve 7. ilk cümlesine aykırılık tespit edildiğinden, yakınılan avukatlar hakkında Avukatlık Kanunu’nun 135/2. maddesi uyarınca her birinin ayrı ayrı KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA, üye Avukat .. ve üye Avukat ..’ın muhalefeti, kurul başkanı Avukat ... ve üye Avukat ...’nin ceza verilmesi yönündeki oyu nedeniyle oyçokluğu ile karar verildi.”

Müşterek Muhalefet Şerhi:
Yapılan 3 yargılamada da beraatleri neticesinde, yakınılan avukatların A.Y. ve TBB. Meslek Kurallarına aykırı davranışlarından dolayı verilmiş bulunan disiplin cezasının yerinde olmadığı kanısındayız.


III. Karara Dayanak Mevzuat:

Avukatlık Kanunu:

Disiplin Cezalarının uygulanacağı haller:
Madde 134. – (4667 sayılı yasa ile değişik) Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, meslekî çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.

Disiplin cezaları:
Madde 135 - Disiplin cezaları şunlardır:

1. (Değişik: 22/1/1986 - 3256/23 md.) Uyarma; avukatın mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin kendisine bildirilmesidir.

2. Kınama; meslekinde ve davranışında kusurlu sayıldığının avukata bildirilmesidir.

3. (Değişik: 22/1/1986 - 3256/23 md.) Onbin liradan yüzellibin liraya kadar para cezası.

4. (4667 sayılı yasa ile değişik) İşten çıkarma, avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere meslekî faaliyetlerinin yasaklanmasıdır.

5. Meslekten çıkarma; avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak avukatın adının baro levhasından silinmesi ve avukatlık unvanının kaldırılmasıdır. (4667 sayılı yasa ile eklenen cümle) Avukatlık ortaklığı için de baro avukatlık ortaklığı sicilinden silinmesidir.

Ceza kovuşturmasının disiplin cezalarına tesiri:
Madde 140 - Avukat hakkında başlamış olan ceza kovuşturması, disiplin işlem ve kararlarının uygulanmasına engel olmaz.

(Değişik: 22/1/1986 - 3256/24 md.) Şu kadar ki, disiplin işlem ve kararına konu teşkil edecek bir eylemde bulunmuş olan avukat hakkında aynı eylemlerden dolayı ceza mahkemesinde dava açılmış ise, avukat hakkındaki disiplin kovuşturması, ceza davasının sonuna kadar bekletilir. Bu halde yönetim kurulunun isteği üzerine disiplin kurulu, avukatın işten yasaklanmasına yer olup olmadığı hakkında 153 ve 154 üncü maddeler uyarınca bir karar vermek zorundadır.

Eylemin işlenmemiş veya sanığı tarafından yapılmamış olması sebebiyle beraet hali müstesna, beraatle sonuçlanmış bir ceza davasının konusuna giren eylemlerden dolayı disiplin kovuşturması, o eylemin ceza kanunları hükümlerinden ayrı olarak başlı başına disiplin kovuşturmasını gerektirir mahiyette olmasına bağlıdır.

Baro yönetim kurulları hükümlülükle sonuçlanan bir ceza davasının konusunu teşkil eden eylemlerden dolayı ayrıca disiplin kovuşturması açmak zorundadırlar

Disiplin kovuşturmasının açılması:
Madde 141 - Disiplin kovuşturması, yönetim kurulu tarafından verilen bir kararla açılır.

Yönetim kurulu, ivedilikle ve her halde ihbar, şikayet veya istek tarihinden itibaren en çok bir yıl içinde disiplin kovuşturması hakkında bir karar vermeye mecburdur.

Yönetim kurulu, ilgilinin ihbar ve şikayeti veya Cumhuriyet savcısının isteği üzerine yahut re'sen, disiplin kovuşturması açılmasına karar vermeye esas olacak soruşturmanın yapılması görevini kendi üyelerinden birine verebilir. Soruşturma ile görevlendirilen üye, delilleri toplar, gerekli gördüğü kimselerin ifadelerini yeminle de alabilir; hakkında soruşturma yapılan avukatı da dinledikten veya dinlemek için verilen süre dolduktan sonra dosyayı bir raporla yönetim kuruluna verir. (4667 sayılı yasa ile eklenen cümle) Yönetim kurulu, soruşturma maksadıyla her türlü adlî ve idarî mercilerden bilgi ve belge isteyebilir, ilgili dosyaları veya örneklerini isteyip, inceleyebilir.

Şikayet, ihbar veya istem konusu eylem veya davranış hakkında kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair yönetim kurulu tarafından verilecek kararlar ilgililere ve Cumhuriyet savcısına tebliğ olunur.

Disiplin kovuşturmasına yer olmadığına dair kararlara itiraz:
Madde 142 - Baro yönetim kurulunun, disiplin kovuşturmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde şikayetçi veya Cumhuriyet savcısı tarafından Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kuruluna itiraz olunabilir.

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından dosya üzerinde yapılacak inceleme sonunda şikayet, ihbar veya istem konusu incelemeye değer mahiyette görülürse, evvelki karar kaldırılarak, disiplin kovuşturmasının açılması için dosya evvelki kararı veren baroya gönderilir. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun bu kararları kesindir.

Baro Yönetim Kurulunun disiplin kovuşturmasına yer olmadığına dair kararları süresi içinde itiraz edilmezse kesinleşir.

Birinci fıkra gereğince yapılan itiraz üzerine, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından verilen itirazın reddine dair kararlar Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren iki ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya karar onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı kararları bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu kararlar, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir.
8 inci maddenin 6 ncı ve 7 nci fıkraları hükümleri bu halde de kıyasen uygulanır.

TBB Meslek Kuralları:
4- Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür.

5- Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır.

7- Avukat salt ün kazandırmağa yönelen her türlü gereksiz davranıştan titizlikle kaçınmalıdır.
a- Avukat, yalnız adres değişikliğini reklam niteliğini taşımayacak biçimde ilan yolu ile duyurabilir.
b- Avukatın başlıklı kağıtları, kartvizitleri büro levhaları reklam niteliği taşıyabilecek aşırılıkta olamaz.
c- Avukat telefon rehberinde meslekler kısmında adres yazdırabilir. Bunun dışında faklı büyüklükte harflere, ya da ilan niteliğinde yazılara yer verdiremez.
ç- Ortak büro kuran avukatlar büronun reklam aracı olmamasına ,hukuk bürosu olma niteliğini yitirmemesine dikkat ederler.

Konu ile ilgili katkı sunmak isteyen arkadaşların görüşlerini bekliyorum.
Sayın "aqua",

Avukatlar yakışıklıdır:

hem, ne yaparlarsa yakışır;

hem de herkes kendine yakışanı yapar;

tıpkı bu yakışıklı yazıyı bu siteye yazan yakışıklı "aqua" gibi.

Saygılarımla.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, hukuk; gak, guk, guguk !!! "