Mesajı Okuyun
Old 06-08-2011, 10:15   #2
kezzy

 
Varsayılan

Alıntı:

T.C.
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi


E. 1990/1571
K. 1990/6573
T. 22.10.1990


* HÜKÜM


ÖZET : HUMK.nun 443. maddesinde belirtildiği şekilde, "gayrimenkule ve buna
müteallik aynı haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kat'iyet
kesbetmedikçe icra olunamazlar".


Bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulupta aleyhine icra yapılmış olan
kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilamla tahakkuk ederse
ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade
olunur.


(1086 s. HUMK. m. 443) (2004 s. İİK. m. 40)


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


Davacılar, davalı aleyhine ikame ettikleri menfi tesbit davasının lehine
sonuçlandığını, 953.750 TL. masraf ve ücreti vekaletin davalıdan alınmasına
karar verildiğini, bunun tahsili için yaptıkları ilamsız takibe davalının
itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına
hükmedilmesini istemişlerdir.


Davalı, takibe konu alacağı hükme bağlayan mahkeme ilamının henüz
kesinleşmediğini, davacının ilamsız takip yapmasının İcra İflas Yasası
hükümlerine aykırı olduğunu savunmuş, davanın reddini dilemiştir.


Mahkemece, takip konusu alacağı hükme bağlayan mahkeme kararı kesinleşmeden
ilamsız takip yolu ile alacağın tahsili yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle
davayı ret etmiştir.


Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.


İzmir Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 1987/419 esas, 1988/313 karar
sayılı, 20.4.1988 tarihli kararı içeriğinden davacının 30.000.000 TL. boş bir
senedin davalıya teminat olarak verildiği kabul edilerek borçlu olmadığının
tesbiti ile yargılama giderleri ile avukatlık parasının davalıdan alınmasına
hükmedilmiştir. Bu hüküm kesinleşmeden davacı kararda lehine hükmedilen
avukatlık ücreti ile yargılama giderleri için davalı aleyhine ilamsız takibe
girişmiş, davalı borca itiraz etmiştir. İşbu davada; davacı, davalı borçlunun
itirazının iptalini İİK.nun 67 ve ardından gelen hükümlerine göre
istemektedir. Az yukarıda açıklandığı üzere takip konusu alacağın dayanağı
olan mahkeme hükmünün HUMK.nun 443. maddesinde belirlenen ilamların olmadığı
açıktır. Anılan yasa maddesinde belirtildiği şekilde, ancak gayrimenkule ve
buna müteallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler
kat'iyet kesbetmedikçe icra olunamazlar. Hal böyle olunca, mahkeme kararının
temyiz edilmesi icraya tehir etmiyeceği açıktır. Farklı bir anlatımla,
kararın kesinleşmesini bekleme zorunluğunun olmadığı kuşku ve duraksamaya yer
vermeyecek şekilde görülmektedir. Davacı, kendi yararı açısından daha emin ve
üstün olan ilamlı takip yolunu bırakarak ilamsız takip yolu ile alacağının
tahsiline görüşmesinde hiç bir yasal engelin mevcut olmadığını kabul etmek
gerekir. Öte yandan, bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulupta aleyhinde
icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilamla
tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski
haline iade olunacaktır (İİK. m. 40). Konuya bu açıdan bakıldığında, bir
kararın (HUMK. m. 443'deki istisnalar saklı olmak üzere) kesinleşmesini
beklemeden hükmedilen alacak için icra takibine konu yapılabileceği mutlak
olmaktadır. Tüm açıklananların ışığı altında davanın kabulüne, itirazın
iptaline karar verilmelidir. Aksi düşüncelerle davanın reddine karar
verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.


S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (BOZULMASINA)
istek olursa peşin harcın iadesine, 22.10.1990 gününde oybirliğiyle karar
verildi.



Yukarıda ki kararda sorunuzun cevabı özellikle koyu olarak belirtilmiştir.