Konu: taraf yemini
Mesajı Okuyun
Old 19-12-2008, 16:08   #3
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Soruyu araştırırken çok enteresan bir karar buldum.

Tüzel kişi yemininde "konu ile ilgili yetkililerin tamamının yemin etmesi gerekiyormuş ".

Bundan sonra tüzel kişi aleyhine bir dava açarsam ben de yemin deliline dayanacağım.

Tüm yetkililerin tamamını bulup,yemin etmeleri gerektiğini bildireceğim.!

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/9975

K. 2008/6368

T. 25.3.2008

• FAZLA ÇALIŞMANIN KANITLANMASI ( İşçi Fazla Çalışma Yaptığını veya Tatillerde Çalıştığını Tanıkla Kanıtlayabileceği )

• KESİN YEMİN ( İspat Yükü Kendisine Düşen Tarafın Davanın Halline Etkili Bir Vakıanın İspatı İçin Diğer Tarafa Teklif Ettiği Yemin Olduğu )

• TAMAMLAYICI YEMİN ( İddia Olunan Hususun Kesin Delillerle İspat Edilememiş Olması ve İddia Olunan Hususun İspatı İçin Gösterilen Delillerin Hüküm Verilebilecek Derecede Hakimi İkna Edememesi Koşullarının Birlikte Gerçekleşmesi Halinde )

• YEMİN DELİLİ ( Ya Tarafların Delil Listelerinde Açıkça Bu Delile Dayanmaları veya Davacının Dava Dilekçesinde Davalının da Cevap Dilekçesinde Yemin Deliline Dayanmaları veya Sair Deliller İfadesine Yer Vermeleri İle Olanaklı Olduğu )

• YEMİN TEKLİF ETME HAKKININ HATIRLATILMASI ( Mahkemece Hatırlatılması Ancak İspat Yükü Kendisine Düşen Tarafın Yemin Deliline Başvuru Hakkının Varlığı İle Mümkün Olduğu )

• TÜZEL KİŞİYE YEMİN TEKLİFİ ( Tüzel Kişinin Yetkili Organı Tarafından Eda Edileceği )

• BİRLİKTE TEMSİL ( Yeminin Bağlayıcı Olabilmesi İçin Birlikte Temsile Yetkili Kişilerin Tamamının da Yemin Etmesinin Zorunlu Olduğu )

4857/m.34,41

1475/m.14

1086/m.344,356


ÖZET : Fazla çalışma yapıldığını, genel, resmi ve bayram tatillerinde çalışıldığını işçinin, karşı iddiayı ve özellikle ücreti ödendiğini işverenin kanıtlaması gerekir. İlke olarak işçi fazla çalışma yaptığını veya tatillerde çalıştığını tanıkla kanıtlayabilir. Kesin yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemindir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin ise; maddede yer alan "iddia olunan hususun kesin delillerle ispat edilememiş olması" ve "iddia olunan hususun ispatı için gösterilen delillerin hüküm verilebilecek derecede hakimi ikna edememesi" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Mahkemece yemin teklif etme haklanın hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veya uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır.
Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur. İspat külfeti kendisinde olmayan tarafın karısı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz.
DAVA : Taraflar arasındaki, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma, tatil çalışmalar karşılığı ücret ile ücret alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm suresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.3.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına Avukat C.T geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Fazla çalışma yapıldığını, genel, resmi ve bayram tatillerinde çalışıldığını işçinin, karşı iddiayı ve özellikle ücreti ödendiğini ise işverenin kanıtlaması gerekir, ilke olarak işçi fazla çalışma yaptığını veya tatillerde çalıştığını tanıkla kanıtlayabilir. Fazla mesainin ve tatil çalışmalarının ispatlanmasında tanık beyanları, ücret ve fazla mesai bordrolarında fazla mesai ve tatil sütununun bulunması, işçinin fazla mesai ödemesi bulunan bordroları çekincesiz imzalaması, işin ve işçinin niteliği, mevsim gereği gibi unsurlar ve kanıtlar önem içerir. Bordrolarda fazla çalıştığı ve tatil sütunu bulunduğu halde bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez. Üzerinde fazla çalışma ve tatil sütunu bulunan ve ayın bazı günleri fazla çalışma yapıldığı, tatilde. çalışıldığı öngörülen bordroları ihtirazı kayıt koymadan imzalayan işçi, bordroda fazla mesai ve tatil ücreti ödemesi göründüğünden, bordro düzenlenen aylar için sonradan fazla çalışma ve tatil ücreti talep edemez. Keza bordrolarda davacı imzası olmasa bile, ücret banka hesabına yatırılarak ödeniyor ve hesap çekilirken ihtirazı kayıt konulmamış ise, banka yolu ile yapılan fazla mesai ve tatil ücretleri ödemelerinin de dikkate alınması gerekir. Ancak fazla mesai yapıldığına veya tatilde çalışıldığına dair kayıt var ve bu kayda göre eksik ödeme söz konusu ise, o zaman işçi aradaki farkı isteyebilecektir.
Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesi ile davacının davalıya ait yurt dışındaki işyerinde yabancı para cinsinden ücret karşılığında çalışmayı kabul ettiği, ücretin avans ve Türkiye'de açılacak hesaba yatırılarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı ücretlerinin eşi adına açtırılan hesaba yatırıldığı, bordroların düzenlendiği, bordrolarda alınan avans ve banka hesabına yatırılan miktarların ayrı ayrı gösterildiği, bazı bordroların davacının imzasını taşıdığı, keza bordrolarda bazı aylarda fazla mesai veya Pazar çalışmaları karşılığı ücretin gösterildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacı imzasını taşıyan bordrolardaki fazla mesai ve Pazar çalışmalarını gösteren aylar için hesaplama yapılmamıştır. Oysa bordroların büyük çoğunluğu davacı imzasını taşımasa da ücretin, hesap açan davacı eşinin banka hesabına yatırıldığı savunulmaktadır. Getirilen banka hesap özetinde işverence yapılan ödemeler görünmektedir. Bu nedenle bordroların banka hesap özeti ile karşılaştırılması, davacı imzasını taşımasa dahi, ödeme yapılan aylar için fazla mesai ve tatil ücretinin hesaplanmaması gerekir.
3. Dava açıldıktan sonra, davalı işveren davacının eşi adına açılan belirtilen hesaba 27.01.2006 tarihinde iki işlemle toplam 1.176,00 USD ve 15.03.2006 tarihinde de 1.413,00 USD yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren 15.03.2006 tarihinde yatırılan 1.413,00 USD miktardan 1.200,00 USD'lik kısmın ihbar tazminatı, kalan kısmın ise ödenen avans dışında bakiye ücret olduğunu savunmuştur. Davacı eşinin banka hesap kayıtları yeterli incelenemediği için, yargılama sırasında yatırılan bu miktarların ücret mi yoksa ihbar tazminatı mı olduğu açıklığa kavuşturulmuş değildir.
4.Diğer taraftan davalı vekili, cevap dilekçesinde her türlü delile dayanmıştır. Bu deliler içinde yemininde değerlendirilmesi gerekir.
Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğinde olup; uygulama ve öğreti de iki başlık halinde ele alınmaktadır. Bunlardan birisi taraf yemini ( Kesin yemin ), diğeri de resen yemin ( hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin )dir.
Kesin yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 344 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır.
Hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin ise 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 356. maddesinde düzenlenmiş olup; maddede yer alan "iddia olunan hususun kesin delillerle ispat edilememiş olması" ve "iddia olunan hususun ispatı için gösterilen delillerin hüküm verilebilecek derecede hakimi ikna edememesi" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Yine, Aynı Kanunun 195 ve devamı maddelerinde esasa cevap düzenlenmiş olup; davalının varsa karşı delillerini bildirmesi gereği, 200; maddede 179. ve 180.maddelere atıfla açıkça belirtilmiştir.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mahkemece yemin teklif etme haklanın hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veya uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır. ( Hukuk Genel Kurulu 24.01.2007, 2007/3-29 E, 2007/19 K.
Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur.
İspat külfeti kendisinde olmayan tarafın karsı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz.
Somut olayda; davalı işveren davacıya ücretlerinin avans ve eşinin açtığı banka hesabına yatırılmak sureti ile ödendiğini savunmuş ve bu konuda çoğunluğu davacı imzasını taşımayan bordro ve ücret ödemelerinin tamamını gösteren icmal tahakkuk bordrosu sunmuştur. Bu bordroların banka hesap hareketleri ile karsılaştırılmasından sonra kesin sonuca ulaşılmadığı takdirde, tamamlayıcı yemin delilline başvurulması yerinde olacaktır. Mahkemece bu olgunun dikkate alınmaması da hatalıdır.
5. Davacı vekilinin, davalı işvereni 29.12.2005 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile 06.01.2006 tarihinde temerrüde düşürdüğü anlaşıldığından, kıdem tazminatı dışında kalan ihbar tazminatı ve işçilik alacaklarına bu tarih yerine, dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi de ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı yararına takdir edilen 550 YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.