Mesajı Okuyun
Old 24-03-2021, 10:34   #9
üye56943

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1. Otobüs yönünden aşağıdaki kararda da ifade edildiği gibi "Muris muvazaası" davası açılamaz. TBK.nun 19.maddesindeki muvazaa hükmüne dayalı olarak (Trafik kaydına tescil idari bir işlem olduğundan )"otobüsün ...payının davacıya aidiyetinin tespiti" davası açılabilir. Bu ilama göre tescil işlemi trafik idaresince yapılır.

2.Davalı taraf adına kayıtlı tapulu taşınmazlar hakkında "muris muvazaası nedeni ile tapu iptali ile pay oranında tescil olmadığı takdirde tenkis" davası açılabilir. Mülkiyeti iyi niyetli kişiye devredilen taşınmaz hakkında devreden aleyhine "tazminat" davası açılır.

3. Yargıtay yukarıdaki cevaplarda geçen kararı ile aşağıdaki güncel kararında "muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istenebileceği gibi, tazminat istenebileceğinde de kuşku olmadığı ,davacının bu konuda tercih hakkı bulunduğu" hususu ifade edilmektedir. Bu görüşün otobüs hakkındaki dava yönünden de geçerli olduğu kanısındayım. Fakat, Yargıtay'ın bu ifadesinin geçtiği tüm kararlardaki olaylar " taşınmazın iyiniyetli 3.kişilere devri" halinde açılan davalarla ilgilidir. Uygulamada davaların "iptal ve tescil" şeklinde açıldığı ancak mülkiyetin iyiniyetli 3.kişilere devri halinde tazminat yoluna başvurulduğu görülmektedir. Kişisel olarak (Devredilen ev dışında) tazminat konusunu iyice araştırmadan tazminat yoluna gitmemenizi öneririm.

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/13932
K. 2020/1625
T. 5.3.2020


Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında bedel isteğine ilişkindir.

Davacılar, miras bırakanları ...'in 80 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümünü birlikte yaşadığı davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, davalının da taşınmazı üçüncü kişiye aktardığını, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL bedelin devir tarihinden ya da miras bırakanın ölüm gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.

Zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istenebileceği gibi, tazminat istenebileceğinde de kuşku yoktur. Davacılar, somut olayda tazminat isteğini tercih etmişlerdir. Öyleyse mahkemece yapılacak iş, miras bırakanın davalıya yapmış olduğu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığının araştırılması, bir başka ifade ile miras bırakanın 01.04.1974 tarihli ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde iradesinin tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve muvazaa ile illetli olduğunun saptanması halinde zamanaşımı hükümlerine tabi olmayacağı gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem tesis edilip muris ... tarafından davalı ...'e yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğu saptanarak bedele hükmedilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine.

Ne var ki, icra edilen 17.01.2013 tarihli keşif sonucu 2 mülk ve 2 inşaat bilirkişisinden oluşan heyet tarafından düzenlenen 21.01.2013 tarihli raporda;çekişme konusu taşınmazın tamamının dava tarihi itibariyle değerinin 65.000,00 TL olarak belirlendiği görülmektedir.

Bu durumda,21.01.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporu esas alınıp 80 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle belirlenen değerinden davacıların miras payına karşılık gelen meblağ tespit edilerek ve davacıların dava dilekçesinde istedikleri miktar da gözetilmek suretiyle saptanacak bedele hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle,çekişmeli taşınmazın temlik tarihindeki değeri üzerinden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, karar altına alınan bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken; miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru değildir.

SONUÇ : Davacıların ve davalının açıklanan yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 Sayılı Kanun'un geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2014/3293

Karar Numarası: 2014/17791

Karar Tarihi: 18.11.2014



Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.11.2014 Salı günü saat 9.27 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile trafik kaydının iptal ve tescili olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

Mahkemece, tapu ve trafik sicil kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

1) Dosya içeriği ve toplanan deliller ile çekişme konusu 108 ada 12 parsel sayılı taşınmaz davacıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı iken 24.6.2009 tarihli akitle; dava konusu... plakalı traktörün ise yine mirasbırakan adına kayıtlı iken 20.5.2009 tarihli Araç Satış Sözleşmesi ile davalı torunu ...'e satış suretiyle temlik edildiği saptanmış olup, çekişme konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile hükmün bu yönden ONANMASINA.

2) Davalının traktörle ilgili temyizine gelince;

Gerçekten de, 01.04.1974 tarihli, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasbırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur. Olay bu açıdan değerlendirildiğinde, dava konusu ... plakalı traktörle ilgili temlikin anılan İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mütalaa edilmesine olanak yoktur. Bir başka deyişle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı trafik sicil kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunulması mümkün değildir.

Ancak; Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradelerinin esas alınması gerektiği” öngörmüştür. Sözleşmenin bu biçimde yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanma olanağına sahiptir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.

Hâl böyle olunca; mirasbırakanın 20.05.2009 tarihli satış senedi ile davalı ...’ya temlik ettiği traktör bakımından Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.

Davalının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kıymetli büyüğüm teşekkürler.

Tüm bu davalar tek dilekçe ile mi açılmalı. Yoksa taşınır için Bk 19 muvazaa nedeniyle trafik sicilinin tespiti ayrı bir dava ile mi açılmalı. Zira mahkeme ilamında bozmayı gerektirmeden düzelterek onanmış. Dava yığılması şeklinde açılır mı diye düşünmekteyim.