Mesajı Okuyun
Old 24-02-2016, 20:38   #12
advokat34

 
Varsayılan

Araştırmalar sonucu olayla örtüşen böyle bir karar buldum, inşallah işimizi kolaylaştırır.

T.C YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2012 / 21388
Karar: 2013 / 7871
Karar Tarihi: 21.03.2013

ÖZET: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kocanın ailesinin, davacı kadını telefonla başka erkeklerle konuşmak suretiyle güven sarsıcı davranışla itham ettikleri, kocanın buna karşı kayıtsız kaldığı gibi eşini götürmek için gelen ve olayları kendisine telefonla aktaran kayınpederine de <bir şey olmaz siz rahat ailesiniz karımı rahat bırakırsınız> dediği anlaşılmaktadır. Bu sözler davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. O halde davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun maddesi uyarınca uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
(4721 S. K. m. 166, 174)

Dava: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarının birleştirilerek davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından; manevi tazminat talebinin reddi, davalı-davacı koca tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 1- Davalı-davacı (koca), davacı-davalı (kadın)ın açmış olduğu boşanma davasına karşı verdiği 17.3.2010 tarihli cevap dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak karşı boşanma davası ikame etmiş ve bu davasına ilişkin harcını da yatırmıştır. Davalı-davacı kocanın harcı verilerek açılmış bulunan bu karşı davası hakkında bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi yine bu dava ile birleştirilen, davalı-davacı kocanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı 15.6.2010 tarihli boşanma davasında üç yıllık fiili ayrılık süresinin kesin hükmün sonuçlarını doğuran 12.6.2007 tarihli feragatten itibaren hesaplanması gerektiği halde, şekli kesinleşme tarihi olan 14.9.2007 tarihinden itibaren hesaplanması ve buna bağlı olarak da süresinde açılmış bulunan fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davasının kabulü yerine 3 yıllık fiili ayrılık süresinin dolmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı ise de bu hususlar temyiz konusu yapılmadığından bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.

2- Temyiz sebeplerine hasren yapılan inceleme neticesinde;

a- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kocanın tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

b- Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kocanın ailesinin, davacı-davalı kadını telefonla başka erkeklerle konuşmak suretiyle güven sarsıcı davranışla itham ettikleri, kocanın buna karşı kayıtsız kaldığı gibi eşini götürmek için gelen ve olayları kendisine telefonla aktaran kayınpederine de <bir şey olmaz siz rahat ailesiniz karımı rahat bırakırsınız> dediği anlaşılmaktadır. Bu sözler davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. O halde davacı-davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın M.'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran C.'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21.03.2013.