Mesajı Okuyun
Old 01-06-2008, 14:22   #1
Gemici

 
Varsayılan Tesadüf Üzerine

Adolf Lasson 1832 - 1917 yılları arasında yaşamış, filoloji ve hukuk eğitimi görmüş, sonradan hıristiyanlığa geçmiş Yahudi asıllı bir Alman filosof ve yazar. Lasson’un 1916 senesinde Berlin’deki Kant – Cemiyet’inde verdiği Über den Zufall(tesadüf üzerine) adlı konferansından bazı düşünceleri aşağıya alıyorum.

Lasson’un düşüncesine göre insanlar tesadüf üzerinde yeteri kadar düşünmüyorlar. İlk olarak şans oyunlarının matematiksel hesaplanmasını inceliyen Lasson’a göre bu oyunlarda görülen birçok ihtimali hesaplıyabilmek hemen hemen olanaksızdır, çünkü olası ihtimallerin sayısı çok yüksek ama bu yüksek sayı sonsuz değildir.

Lasson’a göre tesadüfün asıl belirleyici özelliği bir olguyu meydana getiren etmenlerin sayısının ve o olgunun gerçekleşmesi için gerekli tabiat yasalarının sayısının belirsiz olmasında yatar.

Tesadüfi olarak, gerçekleşmiş olan ama gerçekleşmemesi ihtimali de olabilen bir olayı, bir şeyi adlandırırız. Gerçekleşen bu olay gerçekleşme olanağı olan sayısız olanaklardan sadece bir tanesidir; gerçekleşen bu olanağın yerine başka bir olanakta gerçekleşebilirdi. Bir olayın, bir şeyin gerçekleşmesinin temeli olarak bunu aldığımızda tesadüfi olan nedensizdir diyemeyiz; tesadüfün de bir nedeni vardır.

İçinde yaşadığımız ve bilimsel düşüncemizin konusu olan dünyada tek başına ve diğerlerinden soyutlanmış hiçbir şey yoktur. Herşey diğer şeylerden değişik ve ayrıdır, fakat bu değişik olma ve ayrı olma durumunda bile diğer şeylerle bağlantılı bir durumdadır. Bu bağlantıyı biz neden ve sonuç bağlantısı olarak değerlendiriyoruz. Gerçek olan herşey bir nedenin sonucudur ve bu sonuç bir başka şeyin nedenidir. Bu neden ve sonuç bağlantısı bizi çevreliyen dünyanın ve evrenin duygusal ve ruhsal birliğidir.
‚Bizi çevreliyen dünyada hiçbirşey araştırmacı bilimsel düşüncemizin dışında kalamaz, çünkü herşey düşüncelerimizde de etkin olan aynı akıl tarafından belirlenir.’ Dünyadaki hiçbirşey mantıklı düşüncemizin dışında kalamıyacağına göre, tesadüfte bilimsel düşüncemizin dışında kalamaz. Özellikle ‚tesadüf’ neden ve sonuç bağlantısı yasalarının alanına girer.

Bizi çevreliyen varlıkları vazgeçemiyeceğimiz neden ve sonuç bağlantısı ile idrak ederiz. Varlıkları ve olguları idrak ederken nedenleri algılıyamayız; nedenleri algıladıklarımızı tamamlamak ve anlamak için düşüncemizde algıladığımız sonuca ekleriz. Eğitimsiz düşünce burada birçok yanılgılara düşer ve algıladığı sonuçlara akla gelmiyecek nedenler yükler. Algıladığı sonuçlara doğru dürüst bir neden bulamıyan eğitimsiz düşünce bu şekilde birçok batıl inançın doğmasına yol açar. Algıladığımız sonuçların nedenlerini düşünce yolu ile bulabilmek için belirli bir seviyeye gelmiş, dikkatli, deneyimli, sonuçları eleştirisel olarak değerlendirebilen, değişik nedenleri göz önünde bulunduran, sistemli ve metodik bir düşünceye gereksinim vardır.

Neden ve sonuç bağlantısının değişik şekilleri vardır. Somut olaydaki bağlantıyı ortaya çıkarabilmek için olanak, gereklilik ve gerçeklik gibi kavramların değişik anlamlar alabileceğini bilmek gerekir. Bu kavramların değişik anlamlar alabileceğini bilmeyen kimse olayları tam olarak kavrıyamaz.

Örnek: Burada gerçek(ten) bir heykel var, ama gerçek bir sanat eseri değil.

Tesadüf’ün özelliği: tesaduf her zaman ve kural olarak ortaya çıkmıyandır. Her zaman ortaya çıkmayan ve kural olmadan ortaya çıkan tesadüfidir. Bu şekli ile tesadüfi alışılmamış olan, kurala bağlı olmayan, kuralın istisnası olan, devamlı olarak görünenin istisnası olan . Tesadüfi olan münferit olarak ortaya çıkar. Tekrarlanmaz. Tesadüfe güvenemeyiz. Tesadüfe güvenerek herhangi birşey planlıyayamayız. Tesadüfü çok çok, başarımızı zorlaştıracak veya kolaylştıracak bir olanak olarak görebiliriz.Fakat tesadüfün bir bilimi olamaz. Tesadüf gerçekleşebilecek veya gerçekleşmiyecek bir olanak olarak vardır. Bilimin konusu ise kural olarak tekrarlanan, genel kabul gören ve tesadüfi olmayandır.

Son bir sözde benden:
Hukukta ve adalette şans(tesadüf) olur mu?
Evet olur, yukarıda belirtilenler çerçevesinde.
Şans ve şanssızlık kavramlarını burada karşımıza hiç beklemediğimiz bir anda çıkan veya çıkabilecek olan ve gerektiğinde tüm yaşantımızı etkiliyebilecek olan bir olanak veya bir olgu olarak görüyorum.

Saygılarımla