Mesajı Okuyun
Old 31-01-2011, 12:17   #2
av.ilyasmeral

 
Varsayılan

umarım işinize yarar.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/14004
K. 2003/14485
T. 18.12.2003
• ÖZEL VEKALET SÖZLEŞMESİ ( İçeriği İtibariyle Satın Almaya İlişkin İşlerle Sınırlı Özel Vekaletname - Vekaletin Kapsamı Dışında Vekilin Yaptığı Kira Sözleşmesi Vekalet Vereni Bağlamayacağı )
• GENEL VEKALET ( Temsil Belgesinin Başında Re'sen Umumi Vekaletname İbaresinin Yer Alması Vekalet İlişkisini Genel Vekalet Kılmayacağı - Sözleşmenin Tümünün Değerlendirilerek Vekalet İradesinin Belirlenmesi Gereği )
• VEKALETİN KAPSAMI ( Açıkça Gösterilmemiş ise Görülmesi Gereken İşin Niteliğine Göre Belirleneceği - Vekaletin Sınırları Aşılır ve İşgörmenin Sözleşme ile İlgisini Ortadan Kaldırırsa Vekilin Artık Vekaletsiz İşgören Durumuna Girdiği )
• VEKALETSİZ İŞ GÖRME ( Vekaletin Sınırları Aşılarak İşgörmenin Sözleşme ile İlgisinin Ortadan Kaldırılması - Vekaletsiz İşgörenin Kazaen Ortaya Çıkan Zaradan Dahi Sorumlu Olacağı )
818/m. 388/1, 411
ÖZET : Vekaletin kapsamı açıkça gösterilmemişse, görülmesi gereken işin niteliğine göre belirlenir. Vekaletin sınırları aşılacak olursa, aşma önemli ve işgörmenin sözleşme ile ilgisini ortadan kaldırıyorsa, vekil artık vekaletsiz işgören durumuna girer ve işsahibinin sözleşme veya talimatla belirlenen iradesine aykırı hareket etmiş olacağından, BK. mad. 411/111 uyarınca kazaen ortaya çıkan zarardan dahi sorumlu tutulur.

DAVA : Dava dilekçesinde 66.000.000.000 lira ecrimisil, faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, vekiline ( satışa ilişkin )vekalet verdiği halde dava konusu taşınmazın vekili tarafından davalı tarafa kiralandığını iddia ederek ecrimisil talep etmiştir.

Mahkemece; 10.9.1987 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 50 parselin tamamı davacı Kozma vekili ve davalı D... A.Ş. tarafından ( dava dışı )F.K.'e 20 yıllık süre ile kiralandığını, davacı bu kira sözleşmesinin muvazaa ve hile yolu ile yapıldığını iddia etmişse de iptali için dava açmamış, kira sözleşmesinin muvazaa ve hile yolu ile alındığına dair herhangi bir belge ibraz edememiş ve bu nedenle de kira sözleşmesinin geçersiz olduğu ispat edilememiş bulunması karşısında davanın reddine karar verilmiştir.

BK. mad. 388/1'e göre, vekaletin kapsamı açıkça gösterilmemişse, görülmesi gereken işin niteliğine göre belirlenir.

Vekaletin kapsamı onun gereği gibi ifa edilip edilmediğini saptamak bakımından önem taşır.

Vekaletin sınırları aşılacak olursa, aşma önemli ve işgörmenin sözleşme ile ilgisini ortadan kaldırıyorsa, vekil artık vekaletsiz işgören durumuna girer ve işsahibinin sözleşme veya talimatla belirlenen iradesine aykırı hareket etmiş olacağından, BK. mad. 411/111 uyarınca kazaen ortaya çıkan zarardan dahi sorumlu tutulur ( Tandoğan, Haluk: Özel Borç ilişkileri, C. II, İst. 1989, sh. 392 vd. ile orada anılan: Gautschi, Art. 396, Nr. 1 vd; Becker, H: Borçlar Hukuku, II. Bölüm, Çeşitli Sözleşme ilişkileri, Çev. A. Suat Dura, Ank. 1983. sh. 692 vd ).

Davacı tarafından verilen vekaletname, özel vekaletname olup, içeriği itibariyle ( satın almaya )ilişkin işlerle sınırlıdır. Davalı ( vekil ), böyle sınırlı bir vekaletnameye dayanarak davacı adına kira sözleşmesi yapamaz.

Hernekadar temsil belgesinin başında ( re'sen umumi vekaletname )ibaresi yeralmakta ise de, sözleşmedeki bu kayıt tek başına ele alınmamalı, sözleşmenin tümü dikkate alınarak yorumlanacak bu kaydın diğer kayıtlarla ( sözleşme içeriği ile )bağlantısı gözönünde tutulmalıdır. Zira kullanılan deyimler ve sözleşmenin hükümleri tek başına değil sözleşmenin tümü içinde değerlendirilmek gerekir ( Bkz. Oğuzman/Öz: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, İst. 1995, sh. 138 ).

SONUÇ : Vekaletin kapsamı dışında vekilin yaptığı kira sözleşmesi davacıyı bağlamaz. Kendisini hukuksal yükümlülük altına sokmayan böyle bir sözleşmenin ayrıca iptali için bağımsız bir davanın açılmasına, muvazaa ya da hile ile gerçekleştirildiğine dair bir belgenin ibrazına da gerek bulunmamaktadır.

Mahkemece işin esasına girilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde davanın reddedilmiş bulunması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA )ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.