Mesajı Okuyun
Old 11-11-2006, 04:39   #10
Mustafa O.

 
Varsayılan Sayın Can Bey

Aslında tam olarak bir u dönüşünden söz edilemez. Zira Yargıtay’ın önceki, yasaya aykırı ilamın onanmasına ilişkin kararı gerekçesiz. Büyük bir ihtimalle gözden kaçmış. Burada asıl dikkat edilmesi gereken HARCIN NİÇİN ALINDIĞIDIR. Bu konuda da aynı yorumumda belirttiğim Hukuk Genel Kurulu Kararı konuyu çok iyi izah ediyor. Zira harç bir "nevi" devletin hizmeti karşılığı verilen "ücrettir!". Yani VERGİDEN çok farklı bir müessese. Tahsil edilen paranın gelir vergisi zaten veriliyor(!). Ya da en azından tahsil edilen paradan gelir vergisinin verilip verilmemesi ile harç apayrı şeyler. Yine dikkatle durulması gereken nokta Harç Kanunu şekli bir kanunu, usul hukuk müessesesidir. Şekli kanunlarda ve usul hukukunda yorum yapılamaz. Aynı ceza kanunlarındaki gibi fiil ne ise odur. Zina ağır bir ahlaksızlıktır, ama suç değildir. İcra dosyasında alacaklı veya borçlu tahsilât beyanında bulunmuyorsa, tahsil harcı alınamaz. Tahsilât beyanında bulunulmamış ve sadece haczin kaldırılması istenmişse bu tahsilât yapıldığı anlamına gelemez. İcra Müdürlüğünün ve İcra Mahkemesin de bunu araştırma yetkisi yoktur. (Gelir vergisi bakımından Vergi Dairesinin araştırma yetkisi ise vardır.) Yukarıda belirtildiği üzere tahsilât yapılmamışsa devlet harcı "ücreti!" de hak etmemiştir. Aslında, burada işin arkasında alacağın haricen tahsil edilmiş olmasında bile devletin harç alması hukuka uygun değil ancak yasaya uygudur. Zira takip yaparken alınan başvuru ve peşin harç verilmektedir ve eğer harici tahsilât varsa bu alacaklının uğraşısı sonucu olmuştur. Eğer karinelerden yola çıkılacaksa, sadece icra takibinin açıldığı ancak hiç bir haciz işlemin yapılmadığı icra dosyalarından da tahsil harcı almak gerekir gibi yanlış bir yola sapılabilir. Zira takibi başlatan birinin makul bir süre geçmesine rağmen icra dosyasında hiç bir işlem yapmaması (ve belki de dosyanın arşive kaldırılması zamanına kadar) alacaklının alacağını haricen tahsil ettiğine, haczin kaldırılmasını isteyen alacaklının durumundan DAHA EVLEVİYETLE BİR KARİNE özelliği taşıyabilir. Bütün bu durumlarda Maliyenin hukuka ve yasalara uygun bir şey yapabilmesi de aslında olanaksızdır. Zira harçlar kanunla düzenlenir ve kanun çıkarma yetkisi de sadece Meclise aittir. Esen kalınız.

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Aynı dairenin 1 ay arayla verdiği kararlardaki fark enteresan, olumlu yönde ve hızlı bir U dönüşü yapılmış. Karine olamayacağı fikrinize katılmamak mümkün değil. Ancak hacizden önce ve hacizden sonraki harç tahsilatının imkansızlaşacağı da bir gerçek. Bu durumda devlet yalnızca satıştan sonra tahsilatlardan harç alabilecektir. Açılmış takipler işlemsiz bırakılarak arşivin yolunu tutacaktır. Bu durumda Maliye'nin asla hazmedemeyeceği bu harç tahsilatı düşüşü karşısında yapacağı bir şok değişikliğe şaşırmamak gerekir.