Mesajı Okuyun
Old 09-02-2005, 13:53   #2
Av.Kadir

 
Varsayılan

Sayın İbrahimbey,

6 yıldır bu mesleği yapıyorum.Avukatlık benim ortaokul yıllarından beri idealimdi. O yıllarda yayınlanan avukat dizileri beni çok etkilmiştir. O zaman (80 li yıllar) avukat filmin başrolünü oynardı. Hep iyi roller avukatlara verilirdi.
son bir kaç yıldır hep yan roller avukatlara verilmeye başlandı. Genelde ya mafyanın avukatı oldu.Ya da mafya avukatı sindirdi. Daha önceleri avukat bey iken yeni dizilerde 'avukat' oldu. Halkla birlikte bizlerde bu değişimi izledik.
Daha bir kaç yıl önce mesleğin başında bir avukat iken görüşme yapmak isteyen gelmeden önce genelde arayıp hangi zamanda müsait olduğumu sorar ona göre randevu saatinden 5 on dakika önce gelir odamda yalnızken bile girebilirmiyip diye sorarlardı.
2002den itibaren telefon açmadan gelmek adet oldu. Bundan sonra bana göre meslekte müthiş bir değişim başladı. Gelir gelmez ilk sorulan konu bu davaya kaça bakarsın oldu.Asgari ücret tarifesini gösterince hiç ilgilenmeyip tamam sen yap paranı karşıdan alırsın diyenlerin sayısı artmaya başladı. Bunun mümkün olmadığını söyleyince dava masrafını bile almadan davaya bakan avukatların olduğu söylenmeye başlandı. Hep çok merak ederim böyle masraf almadan dava takip eden avukat var mı diye?
Bu arada ekonomik krizle birlikte asgari ücret tarifesini delik deşik eden meslektaşlarımızın varlığını da hepimiz çok iyi biliyoruz. Mahkemelerden emekli olan sevgili katiplerimizin bir bölümü de bu dönemde dava takip etmeye başladı. Bu arada adliye etrafındaki arzuhalcilerimiz değişime ayak uydurup daktilodan bilgisayara geçti. İtina ile yazabilecekleri dilekçelerin adları tabelarında daha bir gösterişli durmaya başladı. İşi daha profosyonel yapanlar avukat bürolarının bulunduğu işhanlarına yakın dükkanları kiralayıp veraset intikal işleri itina ile yapılır ve her türlü dava dilekçesi yazılır şeklinde tabelalarla işe giriştiler. İcra takiplerini tahsilatçılar yapmaya başladı. Bizler ise bu değişimi büromuzdan izlemekle yetindik. Taksilerin,seyyar satıcıların,öğrenci servislerinin sayısı sınırlanırken bizler özgürlükten yana tavır koyduk. Tüm ülkede meslektaşlarımıza öldürmeye kadar giden saldırılar artarken bizler davaların peşinde koşmaya devam ettik. Bir kısım meslektaşlarımız amiyane tabir ile işin katakulli yönünü öğrenip bundan para kazanırken biz idealistliğmizle gurur duymaya devam ettik. Katakullilerin neler olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.Bilmeyenlerimiz varsa örnekler verebilirim. Bu dönemde çıkan avukatlık kanunu yine bir kısım meslektaşlarımız tarafından kuşa çevrildiğinde sewyretmekten başka bir şey yapamadık. Kestiği serbest meslek makbuzunda yazan ücretin 1/4 nü alan meslektaşlarımızın varlığını herhalde hepimiz biliyoruz.
Uygulamada savcı ve hakimler neredeyse amirimiz durumuna geli
rken bizler seyre devam ettik. Cezaevlerinin girişlerinde daha önce ayakkabılarımızı çıkarıken artık kemerlerimizi dahi X-Ray cihazından geçerken çıkarmaya başladık. Çünkü her tartışma programında cezaevlerine silave cep telefonunu avukatların soktuğu yönünde ithamlara hep beraber yok ya olur mu öyle şey diye itiraz ettik.Ama itirazımızı sadece ev halkımız duydu.
Bu arada para kazanmak daha doğrusu hak ettiğimiz ücret ne mi oldu? Şimdilik bu kadar ama sanıyorum bu konu en çok ilgi gören forum olacak.Bu sitedeki tüm dostların bu konuda söyleyecek çok şeyi olduğuna eminim.