Mesajı Okuyun
Old 14-09-2011, 08:27   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhabalar,

HIV’in tüm bulaşma yolları içinde kan transfüzyonu bir kişiden diğer kişiye virüsün geçişini sağlayan en etkin yol olarak kabul edilmektedir.

Optimal laboratuvar koşullarında taranan transfüze kanda HIV olma riski çok düşüktür. Bu şekilde infekte olma olasılığı gelişmiş ülkelerde oldukça azalmıştır.

Bu azalmanın nedeni bazı ortak uygulamalardır. Temin edilen kandan HIV’i bertaraf etmek için iki uygulama vardır:

HIV infekyon riski taşıyanların kan bağışı yapmamaları ve tüm bağış kanlarının HIV yönünden taranması.

Kan nakli yolu ile HIV infeksiyonu geçme riski sıfıra yaklaşmış olmasına rağmen, iki faktör bu riskin sıfır olmasını engellemektedir.

Bunlardan birincisi, HIV’i tespit etmek için kullanılan antikor testi yüksek oranda hatasız olmasına rağmen, çok düşük oranlarda yanlış sonuç verebilmektedir.

İkincisi ise; HIV infekte olmuş kişiler ilk haftalar içerisinde antikor üretemeyebilirler. Bu bireyler eğer riskli davranışta bulunduklarını bilmiyorlarsa ve tarama testi ile belirlenebilecek kadar antikor ürememişse, kanlarını bağışlayabilirler ve sonuçta nakil yolu ile başka insanları infekte edebilirler.(1)


Açıklanan tıbbi bilgiler karşısında kan yolu ile hastaya HIV bulaşının iki sebebi olabilir.

1-Vericin kanında serolojik testler yapılmamış olabilir.
Bu açık bir kusur olarak değerlendirilebilir.

2-Vericinin kanında serolojik testler yapılmış,HIV negatif bulunmuş fakat verici daha önce infekte olduğu halde henüz yeterli antikoru üretmemiştir.

Pencere dönemi olarak adlandırılan bu dönemde verilen kan HIV bulaşına yol açabilir.

Vericilerin kanında doğrudan antijen aranması tekniği -ki maliyeti de yüksek bir testtir-rutin bir uygulama değildir.

Tartışılması gereken şey,kan merkezinde alınan kana test uygulanmış ve HIV negatif çıkmış ise,

Bu kanı hekim hastasına vermiş ise

Hastaya HIV bulaşmış ise ,

Kusur ve zarardan sorumluluğun kime ait olacağıdır.










1-
http://www.hatam.hacettepe.edu.tr/72/5_69-70.rtf
Dr. Aygen Tümer