Kadın ve çocuklarla ilgili yaşanan olaylar ne yazık ki trajik olduğu kadar umutsuzluğu da beraberinde getiriyor..

Bunlardan biri:

4 ay evli kaldıktan sonra karnında çocugu ile sokağa atılan, köprüaltlarında yaşamak zorunda bırakılan ve tamamiyle şans eseri "iyi" insanlarla karşılaşan yabancı uyruklu kadın; usulsüz tebligatlarla katakülliye getirilerek kocasından boşanmış olmanın şokunu yaşarken doğumunu yapıp, çocuğunu reddeden babadan, çocuğunu kabulü ve doğum giderlerini ödemesi için davacı oluyor. Ancak dava sırasında, çocuğun iddet süresi içinde doğduğu anlaşılınca ve baba çocuğu kabul edince ıslah yoluyla talep edilen iştirak nafakasına, velayetin anneye verilmesine baba ile çocuk arasında şahsi münasebet kurulmasına hükmediliyor..

Bu süreç boyunca anne çaresiz ve yardıma muhtaç bir şekilde yaşamaya çalışırken, babadan babalık davası konusuz kaldığı için, doğum giderlerini de alamıyor.

Benim merak ettiğim ve yardımınızı beklediğim konuya gelince;

Kanaatim, kadının gebelik ve doğum giderlerine ilişkin alacağının, genel hükümlere dayanılarak alacak davası ile istenebileceği yönünde.

Ancak; MK.md.304/son biraz kafa karıştırıcı:
"3.kişi ve sosyal güvenlik kurumlarınca kadına yapılan ödemeler, hükmedilecek tazminattan indirilir." hükmü, genel hükümlere dayanılarak açılacak alacak davasının önünü kesebilir mi? Başkaca bir yol var mıdır?

Görüşlerinizi bekliyorum,

Saygılar..