Mesajı Okuyun
Old 05-05-2009, 09:33   #54
üye3578

 
Varsayılan

Adliyelerin güvenlik sorunu olduğu, kaba tabirle yolgeçen hanı durumunda olduğu hepimizin malumudur. Adliye içerisinde ve bahçesinde kavga-gürültünün olduğunu hepimiz biliriz. İki yıl önce adliyemizin bahçesinde bir avukat meslektaşımızın öldürülüşüne çok üzülmüştük. Yaklaşık bir yıl önce başka bir adliyede bir bayan hakimin feci şekilde dövüldüğünü, özellikle avukat meslektaşlarımızın hakaret ve tehditlere, darpa maruz kaldığı yine hepimizin malumudur.

Adliyelerin güvenliğinden C.Savcıları sorumludur. Güvenliği sağlamak için çeşitli tedbirler alınır. Kapıya alarm taktırma, güvenlik elenmanı bulundurma vs. Bu sorumluluk gereği C.Savcılarında, kendilerince şüpheli gördükleri şahısların kimliğini, adliyede bulunma nedenini öğrenme ihtiyacı belirir. Zamanla bu refleks haline dönüşür.

Daha duruşma başlamadan, duruşma salonunda bulunan bir vatandaşın kimliğini sorduran C.Savcısının davranışının fazla büyütüldüğü kanaatindeyim. Bu vatandaşın avukat olduğu öğrenildikten sonra, kaba bir davranış sergilenmişse bunu tartışmak gerekir.

Adliyede cübbe ile dolaşılsa bile, görevli biri kimliğinizden şüphe edebilir. Bunu öğrenmek için kimlik sorulmasının bu kadar büyütülmesini yadırgadığımı belirtmeliyim.

Duruşma salonunda bulunulsa bile, güvenliği sağlamak C.Savcısının görevidir. Duruşma başladıktan sonra, duruşmanın yönetimi hakime ait olur.

Avukat meslektaşımızın avukat olduğu henüz belli değil ve duruşma daha başlamamışken, yapılan bu davranışın yanlış olmadığı kanaatindeyim.

Saygılar sunarım..