Mesajı Okuyun
Old 02-05-2003, 00:07   #5
VARTO'LU

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım
Davanızın temyiz incelemesinin yapıldığı yer Yargıtay 13. Hukuk dairesi. Bu konuda nitelikli ve yerleşik kararlarında bu ilişki, hukuki dayanakları ile söyle açıklanır.
"Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Dava, davalı doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır (BK. 386-390). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden orumludur.
Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğu ve ilişkin kurallara bağlıdır (BK. 390/2). Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur (BK, 321/2). O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan hafif dahi olsa bütün kusurları sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktorlar hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. "
(6/11/2000 gün ve E: 2000/8590 ve K: 2000/9569 sayılı karadan)
yada
"Dava temelini vekillik sözleşmesi oluşturduğunda asla duraksama söz konusu değildir. Eşdeyişle dava,davalı doktorların vekillik sözleşmesinden kaynaklanan Özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır (6K. m. 386, 390).
Vekil; işgörürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların Özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır (BK. m. 390/II). Vekil, işçi gibi Özenle davranmak zorunda olup hafif kusurundan bile sorumludur (BK. m. 321/1). O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (Hafifte olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve Özeni göstermek zorundadırlar. Doktor, tıbbi çalışmalarda bulunurken bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü ihtiyat tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken, hastanın özelliklerini gÖzÖnünde tutmalı, onu gereksiz risk altına sokmamalı, en emin yolu tercih etmelidir (Bkz. Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç ilişkileri, Cild, Ank. 1982, Sh. 236 vd.)"

4/3/1994 gün ve 1994/8557 Esas ve 1994/2138 Karar sayılı karardan)
Dava, olay doktorun salt kisişel kusurundan kaynaklanıyor ise T.C. Anayasası'nın 129/5. ve Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmesi halinde, ileride asıl sorumlularına rücu edilmek kaydı ile Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, hizmet kusuruna dayanılacak ise "hizmet kusuru" nedeni ile idari yargıda idare aleyhine açılmalıdır.

Kararları edinmenizde yardımda bulunabilirim.
Avukat Turabi Tural