Sevgili meslektaşlarım;

Nafaka borçlusu, 3 ay hapis cezası alınca nafaka alacaklısıyla vekilinin bürosunda görüşüyor ve taraflar o güne kadar birikmiş nafakanın miktarı hakkında uzlaşıyorlar. Anlaşılan miktarı borçlu elden ödüyor ve nafaka alacaklısının imzaladığı bir belge düzenleniyor. Belgede aynen "2009 yılı haziran ayı sonuna kadar olan nafakaları elden tahsil ettim, bu sebeple icra ceza mahkemesindeki şikayetimden vazgeçiyorum" yazıyor. Belgenin aslını alacaklı vekili alıyor, "aslı gibidir" yazıp imzaladığı bir suretini de borçluya veriyor.

Bundan 2 ay kadar önce, borçlu son 6 aydır nafakaları ödemediğinden, alacaklı vekili icra dosyasına "borçlunun aldığı emekli maaşından her ay işleyecek ..... TL nafakanın kesilmesine ve kalan maaşının 1/4 ünün birikmiş nafaka borcu bitene kadar kesilmesine kararlarla...." şeklinde talepte bulunuyor; ancak 2009 yılı haziran ayı ve öncesine ilişkin nafakaların haricen tahsil edildiğini bildirmiyor. Bu nedenle haciz müzekkeresinde birikmiş nafaka alacağı miktarı, ödenmemiş son 6 aylık nafaka toplamı olan 900 TL olması gerekirken 9.000 TL olarak gözüküyor.

Borçlu tarafından belgenin bir sureti icra dosyasına sunulup da alacaklı ve vekiline beyanda bulunmaları konusunda muhtıra gönderilmesine rağmen alacaklı vekili dosyaya beyanda bulunmuyor; alacaklı asil ise "ben sadece 4.000 TL aldım" şeklinde beyanda bulunuyor ve bunun tahsil harcı alınıyor.

Borçlu, alacaklı vekiline "beyanda bulunmazsanız sizi de baroya şikayet edeceğim" diyor ancak alacaklı vekili yine de hiçbir işlem yapmıyor. Borçluyu baroya şikayete gitmemesi konusunda ikna ettim ve alacaklı vekili ile de konu hakkında görüştüm. Ancak halen icra dosyasına bildirimde bulunulmadı.

Şimdi, böyle bir durumda, sizce başvurmamız gereken yol icra mahkemesine başvurmak mıdır, yoksa menfi tespit davası açmak mıdır? Alacaklı vekili hakkında şikayette bulunma yoluna başvurmayı asla düşünmemekle birlikte, mevcut olay nedeniyle vekilin cezai sorumluluğu -benim görüşüm vardır- var mıdır?