Mesajı Okuyun
Old 10-05-2004, 15:09   #7
Gemici

 
Varsayılan

AB Ülkelerinde Hukukçu Eğitimi:

Fakülteye Giriş:
Hukuk fakültesine girişteki temel koşul lise diploması. Avusturya, İtalya, Hollanda ve Fransa ikinci bir koşul aramıyor. Almanyada fakültelere alınacak öğrenci sayısı belirli, alınacaktan fazla müracaat olursa, not ortalaması iyi olanlar kayıt yaptırabilir. Son senelerde müracaat edenlerin hepsi kayıt yaptırabilmiş. Oxford ve Cambridge test yolu ile bir eleme yapıyor. Yunanistan İspanya ve Portekiz giriş testleri yapıyor. En ağır giriş şartlarını Finlandiya istiyor. Müracaat edenlerin belirli bir süre içinde kendilerine verilen bir literatür listesini öğrenmesi gerekiyorr. Verilen süreden sonra hukuki bilgilerin sorulduğu bir giriş sınavı yapılıyor.

Öğrenim süresi üçle beş sene(Polonya) arasında değişiyor.

Öğrenimden sonraki mesleki eğitim çoğu AB ülkesinde meslek kuruluşları tarafından gerçekleştiriliyor.

Alman Sistemi:
Gerek fakülteyi bitirmede gerekse meslek eğitiminde Almanyanın diğer ülkelere kıyasla değişik bir sistemi var. Alman Eğitiminin organizesinde devletin belirli bir ağırlığı göze çarpıyor. Özellikle sınavlarda.

Bir yandan AB nin ve küreselleşmenin gerektirdiği koşullara ayak uydurabilmek için diğer yandan senelerden beri tenkid edilen hukuk eğitimini daha verimli bir hale getirebilmek için 01.07.2003 tarihinden beri yürürlükte olan bir kanunla hukukçu eğitimi yeniden düzenlendi.

Dört yıl süren üniversite öğrenimi devlet sınavı ile bitiriliyor. "Die Erste Staatsexamen"(ilk devlet sınavı) denilen ve başka hiçbir AB ülkesinde olmayan bu sınav iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm üniversitelerin “ağırlıklı bir daldaki” kendi sınavları, ikinci bölüm devlet tarafından gerçekleştirilen “mecburi bölüm/dal” sınavı. Fakülteyi bitirmek için iki sınavında başarı ile verilmesi gerekir.

Birinci sınavdan sonra “Vorbereitungsdienst”(hazırlık dönemi) denilen ve iki sene süren Referendarzeit (stajyerlik süresi) geliyor. Bu süreyi ikinci devlet sınavı ile bitiren kişiler hakimlik yapma ehliyetini (Befähigung yum Richteramt) kazanıyor. Hakimlik yapma ehliyetini kazanmak avukat olarak ruhsat alabilmenin şartı.

Kanun stajyerlerin her biri en azından üç ay süren ve “Pflichtstation”(mecburi istasyon/durak) diye nitelendirilen,

1. hukuk mahkemesi
2. savcılık veya ceza mahkemesi
3. idari bir daire
4. avukat ve

normal bir eğitim vermeye ehil bir veya başka birkaç yerde staj yapmalarını şart koşuyor.
Eyaletler düzenledikleri eğitim yönetmenliklerinde avukatların nezdindeki staja büyük önem veriyor. Örneğin Beden Württemberg eyaletinde bu süre dokuz ay.

İkinci devlet sınavını verip mesleğe başlıyan hukukçuları neler bekliyor?

Almanyada senede 11.000 e yakın hukukçu meslek eğitimini bitiriyor. Bunlardan hakim veya savcı olabilme şansı olanlar sadece yüzde 4 . Devlet daireleri sigortalar ve diğer özel kuruluşlarda iş bulanların oranı yüzde 21 cıvarında. Tahminlere göre mesleğe yeni başlıyan hukukçuların yüzde 70 inden fazlası, özellikle not ortalaması iyi olmayan ve bu sebepten başka yerde iş bulma imkanı olmayan kesim, avukatlık mesleğini seçiyor. Federal Baronun istatistiklerine göre 01.01.2004 tarihinde barolara 126.799 kayıtlıydı.

Almanyada ortalama olarak 700 kişiye bir avukat düşüyor(01.01.2002). Bu oran metropollerde dahada düşük(Frankfurt: 112, Berlin: 390, Münih: 139) Buda özellikle metroplollerde büyük bir rekabetin işareti. Böyle oluncada başka yerde iş bulamayıp bir büro açan avukatların kısa bir süre sonra iflasın eşiğine gelmeleri kaçınılmaz görünüyor.

2002 senesi verilerine göre, iş aramak için işçi bulma kurumuna müracaat etmiş olan işsiz hukukçuların sayısı 7.600. İşsizlerin büyük bir bölümünü mesleğe yeni başlıyanlar oluşturuyor. Mesleğe yeni başlıyan hukukçuların iş ve işçi bulma kurumuna müracaat etmelerinin en büyük sebeplerinden birisi, hukukçuların staj döneminde sosyal sigorta aidtı ödemeleri ve bu yüzden de işsizlik parası almaya hak kazanmaları. Bu imkan diğer akademisyenlerde yok, onun içinde bunlar iş aramak için kuruma müracaat etmiyor.

Son senelerde, özellikle AB nin getirdiği olanaklardan ve küreselleşmeden yararlanabilmek için, avukatlık limited şirketlerinin (GmbH) ve avukatlık ortaklıklarının sayılarında belirli bir yükselme var. Yüzlerce avukatın çalıştığı ve dünyanın değişik ülkelerinde şubeleri olan veya oradaki avukatlarla ortak çalışan çok sayıda avukatlık kuruluşu var. Diğer ülkelerdeki meslekdaşlarla ve müvekillerle çalışabilmek için yabancı dil bilen, belirli konularda ihtisas yapmış ve iyi yetişmiş hukukçulara gereksinim var.

Saygılarımla