Mesajı Okuyun
Old 28-11-2006, 17:57   #5
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/4423
K. 2003/4201
T. 10.4.2003
• SÖZLEŞMEDEN DOĞAN PARA BORCU ( Borcun Tahsilinde Yetki - Alacaklının Seçimine Göre Sözleşmenin Yapıldığı Yer İcra Dairelerinin de Yetkili Olduğu )
• İLAMSIZ İCRA TAKİBİ ( İtirazın İptali Ve İcra İnkar Tazminatının Tahsili Talebi )
• YETKİ ( İlamsız İcra - HUMK.'nun Yetki Hükümlerinin Kıyasen Uygulanacağı/Sözleşmenin Yapıldığı Yer İcra Dairelerinin de Yetkili Olduğu )
1086/m.10
2004/m.50
ÖZET : HUMK.'nun yetki hükümleri, ilamsız icrada da kıyasen uygulanır. Buna göre, sözleşmenin yapıldığı yer icra daireleri de yetkilidir. Ancak HUMK.'nun aksine alacaklının bu yerde icra takibi yapabilmesi için borçlu veya vekilinin takip sırasında orada bulunması şart değildir. Abone sözleşmesinin yapıldığı yerde icra takibi yapıldığından, icra dairesinin yetkisizliğine dair verilen karar hatalıdır.

DAVA : Dava dilekçesinde 440.044.000 liralık takibe yönelik itirazın iptali ve % 40 icra-inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, telefon borcunun tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, icra takibi sırasında ödeme emrine yaptığı itirazında ve dava sırasında verdiği cevap dilekçesinde, ikametgahının Milas olduğunu bildirerek Milas İcra Dairesi ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuştur.

Mahkemece, takibin yapıldığı Bursa İcra Dairesinin yetkisiz olduğu ve bu nedenle de ortada geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dava konusu uyuşmazlık, sözleşmeden doğan para borcunun tahsili talebine ilişkindir.

İİK.'nun 50. maddesi uyarınca HUMK.'da yer alan yetki hükümleri, ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır. Buna göre, sözleşmeden doğan para borçlarında, diğer yetki hallerinin yanında, alacaklının seçimine göre, sözleşmenin yapıldığı yer icra daireleri de yetkilidir. Ancak HUMK.'nun 10. maddesinin aksine, alacaklının bu yerde takip yapabilmesi için, borçlu veya vekilinin takip sırasında orada bulunması şart değildir. ( İİK. m. 50 I. C 2 ). Öyle ise, alacağın dayanağını teşkil eden abone sözleşmesi Bursa ilinde akdedilmiş olup, İİK. m. 50 hükümleri gereğince Bursa İcra Dairesi yapılan takipte yetkili olup, icra dairesinin yetkisizliğine ilişkin olarak verilen karar yerinde değildir.

Diğer yandan davalı cevap dilekçesinde, mahkemenin yetkisine de itirazda bulunmuş, ancak mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. HUMK.'nun 10. maddesi gereğince "dava zamanında, davalı veya vekilinin orada bulunması şartı ile, sözleşmeden doğan davalarda akdin yapıldığı yer mahkemesi de yetkilidir. Davalı vekili dava zamanında Bursa' da olup, bu itibarla sözleşmenin yapıldığı yer olan Bursa Mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilerek mahkemece davaya bakılması gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.4.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx